Mutezile ve İnsanın Özgürlüğü Sorunu

Muhammed Ammara

Mutezile ve İnsanın Özgürlüğü Sorunu Hakkında

Mutezile ve İnsanın Özgürlüğü Sorunu konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
8/10
1 Kişi
6
Okunma
2
Beğeni
624
Görüntülenme

Hakkında

İnsan, fiillerini gerçekleştirirken kendisinin dışındaki bir gücün baskısı ve zorlaması altında mıdır; yoksa özgür iradesiyle fiillerini seçme hakkına sahip midir?.. Bu sorun, eski zamanlarda "özgürlük" ve "diktatörlük" kavramlarıyla ilintili olarak ele alınmıyordu. Sorun, "cebr/zorlama" ve "ihtiyar/serbestlik" kavramları bağlamında irdeleniyordu. Dolayısıyla bu sorunun boyutları ve objektif malzemeleri evrim geçirdiği gibi, kavramları da evrim geçirmiştir. Dünkü kavramların bugünkü kavramlarla yer değiştirmesi, çoğu araştırmacının yanılmasına ve islam kültürel mirasının bu önemli alanını görmezlikten gelmelerine yol açmıştır. (Arka Kapak'tan)
Çevirmen:
Vahdettin İnce
Vahdettin İnce
Türler:
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 1 dk.Sayfa Sayısı: 283Basım Tarihi: Haziran 1998Yayınevi: Ekin Yayınları
ISBN: 2789009954092Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 9.1
Erkek% 90.9
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Muhammed Ammara
Muhammed AmmaraYazar · 2 kitap
Muhammed İmâra (soy ismi, Türkiye’de daha çok “Ammâra” veya “Umâra” olarak bilinir), 8 Aralık 1931’de Mısır’ın Kafr eş-Şeyh bölgesinin bir köyünde, çiftçi bir ailenin oğlu olarak doğdu. Kitaplara olan sevgisini babasından alan İmâra, Dussûk ve Tantâ şehirlerinde Ezher Üniversitesi’ne bağlı kurumlarda okuyarak ilkokul, ortaokul ve liseyi bitirdi. 1949’da üniversiteye girmeye hazırlanırken, aynı zamanda siyasal olarak da bilinçlenmiş ve bilenmişti. O dönemde İsrail’in kuruluşu, içindeki Arap milliyetçiliğini körüklemiş, politik anlamda da çareyi Marksizm ve Komünizm’de aramasına yol açmıştı. Camilerde ateşli hutbeler vermesine karşın, politik çizgisi tamamıyla “beşerî” idi. 1952’de Kral Fârûk’un devrilmesiyle birlikte “Hür Subaylar” cuntasının işbaşına gelişi, Muhammed İmâra’nın da siyasal faaliyetlerini yoğunlaştırdığı bir döneme rastlamıştı. Sol hareketlerle dirsek temasına geçen İmâra, “rejim karşıtı çalışmalarından dolayı” 1959-1964 arasını hapiste geçirdi. Cemal Abdunnâsır yönetiminin Müslüman Kardeşler Teşkilâtı başta olmak üzere, Mısır’daki bütün muhalif yapıları ezip geçtiği bu süreçte, sol görüşlü İmâra da kıyımdan nasibini almıştı. Ne var ki, hapis hayatı, onun yeniden dirildiği bir zaman dilimi olacaktı. Beş yıl sonra tahliye edilirken, artık o eski Muhammed İmâra değildi. İslâmî çizgiye yaklaşmış, sol ve diğer fraksiyonlardan kendisini tamamen ayrıştırmış, “İslâmcı” denilebilecek bir dünya görüşünü benimsemişti. Cemal Abdunnâsır’dan sonra Enver Sedat ve Hüsnü Mübarek dönemlerinde yıldızı gittikçe parlayan ve kitaplarıyla Arap dünyasında milyonlar tarafından ilgiyle takip edilen Muhammed İmâra, akademik kariyer basamaklarını da başarıyla tırmanmış, profesörlük payesini elde etmişti. “Arap dünyasının meseleleri”, “sosyal adalet” ve “zulme karşı direniş” temalarını ana konular olarak belirlediği çalışmalarını bu dönemde hazırlayan İmâra, “Arap Baharı” sürecinde de sesini yükselten isimlerden biriydi. 2011’de Hüsnü Mübarek’in devrilmesini coşkuyla karşılayan İmâra, 2013’te Muhammed Mursi’nin maruz kaldığı darbeyi açıkça kınayan bir video mesaj yayınlayarak, ordunun karşısına tek başına dikilmişti. Vefatına kadar Ezher Üniversitesi İslâmî Araştırmalar Merkezi ve Yüksek Âlimler Konseyi üyeliğini sürdüren İmâra, duruşundaki netliğe rağmen, Mısır’ın darbeci yönetimi tarafından açıktan hedef alınmamıştı. 2020 yılının Şubat ayında Mısır'ın başkenti Kahire'de vefat etmiştir.