Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Müzik Tarihi

Ahmet Say

Müzik Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Müzik Tarihi sözleri ve alıntılarını, Müzik Tarihi kitap alıntılarını, Müzik Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Müzik, tanrının insanlığa armağanıdır "
Opera sanatının gelişiminde önemli bir dönemeç olan Venedik operası, 17. Yüzyılın sonlarında düşüş göstermiş, müzik ve şiir ikinci plana itilerek sahne gösterişine ve dekora ağırlık verildiği için sanatsal değerini oldukça yitirmiştir. Aslında Venedik'teki opera hareketi, soyluların saray ve şatolarının dışînda, zengin kesimin ilgi gösterdiği operaevi çatısına da kavuşmuştu
Reklam
Goethe şöyle der: "Mozart'ın kişiliği, açıklanamayacak bir mucizedir"
Klavikord, tam olarak çevirirsek (dokunulan tek tel demektir), üç ayak uzunluğunda, bir ayak derinliğinde, dikdörtgen biçiminde bir kasa içine sağdan sola gerilmiş maden telli bir çalgıydı. Her dokunağın arka ucunda dik duran bir maden çı- kıntı vardı. Dokunağa basıldığı zaman bu çıkıntı hafifçe tele değer, böylece güçsüz ama etkili bir tını duyulurdu. Bu tını, Almanların sonradan Bebung dedikleri, kemanda titretmeye benzer bir vibrato ile daha da etkili kılınabilirdi. Dokunağın titretilmeiİ tel üzerinde gerilimin azaltılıp çoğaltılması demekti. Buna karşılık, çembaloda ve benzerlerinde, dikey bir tahta parçası üzerine gevşekçe bir mızrap parçacığının tellere dokunması ile ses çıkıyordu.
Ortaçağda Slav kültürünün ileri temsilcisi Bulgaristan'dı. Ruslar Hıristiyanlığı benimseyince (988-989), dinsel törenler için gerekli elyazması notaları Bulgarlardan almışlardır. 1018 yılında Bizans egemenliğine giren Bulgaristan, Bizans kültürünün bütün evrimlerini yaşamıştır.
Özellikle tektanncı görüş, Hristiyanlığı güç durumda bırakmıştı. Hristiyanlık, kendisine bağlananların yalnız kendi Tanrı’sına tapmalannı istiyordu. îşte bu tekelciliği, onu Roma devletiyle çatışmaya sürüklemiştir. Yalnız kendi Tanrısı’nın sayılmasını isteyen Hristiyanlık, bu yüzden devlete karşı gelme diye anlaşılıp uzun zaman (2.5 yüzyıl) baskı altında kalmış, ağır işkence ve kovuşturmalara uğramıştır. Bu kovuşturmalar ancak büyük Konstantin'in 313 yılında Hristiyanlığı öteki dinler yanında resmen bir din olarak tanımasıyla sona ermiştir.
Reklam
İlginç
Sanat tarihinde yaklaşık yüz elli yılı kapsayan ve soylu kesimin beğeni karakterine göre gelişen Barok stil, resim, heykel, mimarlık gibi sanat dallan için de geçerlidir. Buna şiiri de katmak gerekir.Portekizce "çarpık inci" anlamına gelen Barok terimi, kendi döneminde değil, 18. yüzyılın ikinci yansında kullanılmaya başlamıştır. Bu nitelemede geçmiş dönemi küçümseme vardır: "17. yüzyıl eğilimlerine savaş açarak, bu eğilimlerin gülünçlüğünü vurgulamak isteyen eleştirmenlerce sonradan kullanılmıştır. Aslında saçma ya da gülünç demektir Barok
îlkel müziği ileri uygarlıklardan ayıran temel özellik, yapılan bir müzik parça- sında yüksek noktalara ulaşmayan sürekli bir tekrar ve törelere (geleneğe) sıkı bağ- lılıktır. Bu tür müzik, akla, hesaplamaya, ya da her hangi bir yönteme dayanmayan bir müziktir. Sözümüzü Leyla Pamir'in yalın ve yumuşak bir söylemle çizdiği şu
Sayfa 33
Ulusalcılığın kökeninde Aydınlanma'nın ve Fransız Devriminin "özgürlük, eşitlik" ilkeleri vardır. Napoly on savaşlarına tepkinin de da ulusal bilinci körüklediği söylenebilir.
İnsanlık tarihinde toplumsal yaşamı düzenleyen değerler, gün gelip yetersizleşerek canlılığım yitirince, yeni bir düzen'e kılavuzluk edecek düşünceler aranır. 18. Yüzyılın ikinci yarısı, işte bu yeni düzen özlemini temsil eder. Bu döneme "Ay- dınlanma Çağı" da denir.
Reklam
15. Yüzyılın ilk yansı, müzikte Ortaçağ'dan Rönesans'a geçiş dönemidir. Özellikle ilk 50 yıl, dolu anlamıyla Rönesans Müziği'ni temsil etmez. Burgonya'lı ünlü besteci Dufay (Düfeyi okunur), yaşadığı 1400-1474 yıllan arasındaki eserleriyle Gotik dönemi aşmış ve Rönesans müziğini temellendirenlerden biri olmuştur
Sezar'ın içindeki sanat aşkı
Julius Cesar dönemindeki bir şenlik kutlamasında, Roma'da on iki bin kadın ve erkek şarkıcının toplandığı, Suetone adlı yazar tarafından belirtilmiştir.
Bu arada son zamanlarda Hindistan,kast sisteminin izlerini silmeye başladı
İkinci ve temel evre olan Veda kültürü, M.Ö. 1.500 yıllannda Hindistan'a gelen ve Ari dilini konuşan boyların toplumsal tabakalaşmayı (kast sistemini) yerleştirmesiyle başlar. Veda kültürü kast sistemiyle özdeşir: Kastların ayrı müzikleri vardır.
Aynı aktarmacı tutum, heykel sanatında da gözlenmektedir. İsa'nın IV. yüzyılda yapılmış ilk tasvirlerinden biri, bu açıdan ilginçtir: "Burada, sonraki ikonografinin bizi alıştırdığı sakallı İsa figürü yerine, özsaygılı Yunan düşünürlerini andıran Aziz Petrus ile Aziz Paulus arasında, onu tahtına oturmuş güzel bir delikanlı olarak görüyoruz. Ayrıca, bu betimleme ile putatapıcı helenistik sanatın yöntemleri arasında bulunan sıkı ilişkiyi bize anımsatan bir ayrıntı var: Heykelci, İsa’nın göklerin egemeni olduğunu belirtmek için, onun ayaklarını, eski gökler tanrısının sırtladığı koca bir gökkubbenin üstüne bastırıyor."
"Goethe" İlk karşılaşmasından sonra Beethoven için şöyle demiştir: Şimdiye dek onun gibi, içtenliğini enerjisiyle birleştirebilmiş başka bir sanatçı görmedim. Dünyanın karşısında onun nasıl dikilip durduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.
138 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.