“Birçok deliler, akıllıca şiirlerine imza koymayacak kadar akıllıdırlar! Oysa, akıl hastanesi dışında birçok akıllı geçinen şairler, deli saçması şiirlerle şöhret sevdasındadırlar!”
“Norodol-Akineton-Largactil. Baş harfleriyle NAL. Acile getirilen ‘akıl hastaları’nın yakın zamana değin tanıştıkları ilk ilaçlar bunlardı. Bir enjektöre bu üç ilaç belli dozlarda çekilir ve karışım, hastaya enjekte edilirdi. Bazı kliniklerde bu işlemin adı, iğrenç bir zekilikle, insan sevmezlikle bulunmuştu bile:NAL’LAMAK”
Başka bir hastaneden gelen nöroloji rotasyoneri bir bayan doktor arkadaş anlatmıştı: "Babam gelmiş Antep'ten. Beni sormuş. Raşit Tahsin pavyonunda bulursun demişler. Adam neye uğradığını şaşırmış. Bizim Antep'te pavyon deyince sadece içkili eğlence yeri anlaşılır. Başka anlam yoktur.. "
Bu hastaların hepsine bir görev verilmiştir. Şizofren olmalarına rağmen, sabah erkenden kalkarlar, doğru işlerinin başlarına giderler, kimi yerleri temizler, kimi kalorifere kömür taşırdı. Bunları başlarında kimse olmadan yaparlardı.
Yaşlı bir kitap tutkunu Hikmet Hanım... Doksan yaşında, kitap sevgisinden bir şey kaybetmemiş. Okumanın ve öğrenmenin yaşı yoktur, okutup öğretmenin de. Tutarlı ve sabırlı olanlar, fedakarca çalışanlar isteseler amaçlarına ulaşabilirler. "Kendimi yetmiş yıldır kitaplara adadım" diyen kültür tutkunu hikmet hanım bunun en güzel örneklerinden biri...