Nazım Hikmet'in Bilinmeyen İki Şiir Defteri Sözleri ve Alıntıları
Nazım Hikmet'in Bilinmeyen İki Şiir Defteri sözleri ve alıntılarını, Nazım Hikmet'in Bilinmeyen İki Şiir Defteri kitap alıntılarını, Nazım Hikmet'in Bilinmeyen İki Şiir Defteri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanoğlu, nerde, ne zaman ve hangi dilde olursa olsun, yüreğime ve kafama uygun bir şiir söylemişse, onun söylenişindeki ustalığı incelemeye, ondan bir şeyler öğrenmeye çalıştım.
"Değil bir kaç
değil beş on
otuz milyon
aç
bizim.
Onlar
bizim
biz
onların,
dalgalar
denizin
deniz
dalgaların.
Değil bir kaç
değil beş on
otuz milyon.
otuz milyon."
Yazko Yayınlar - Açların Gözbebekleri - Nazım Hikmet'in Moskova'da iken 1922-1923'te yazdığı şiirlerin ilk şekli ve bilinmeyen şiirlerinin tümü - 1922'de yazılanlar
"Gözlerimi
fırçaladım.
Onlar
iki kırmızı fener gibi
parladılar.
Şimdi benim
mavi gözlerim
kanlı.
Şimdi işte
kızıl bir perde önünden nasıl kaçarsa bir boğa
beni gören her burjuva
öyle kaçıyor"
Yoruldu devin büyük yolunda. Ve elveda deyip mavi gözlü deve
Girdi zengin bir cücenin kolunda
Bahçesinde ebrulîîî
Hanımeli açan eve
Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev
Dev gibi sevgilere mezar bile olamaz
«Gövdemdeki Kurt» başlıklı şiiri bilirsiniz. Onun nasıl ve niçin yazıldığını anlatayım. Önce şunu belirtmem gerekir: Nazım çok kıskançtı. Sevdiği insanlarda gördüğü bir ilgisizlik, ya da başkasına yönelen bir yakınlık sezdi mi, çabuk kızar, üzülürdü. Moskova'daydık. Nazım'ın bir arkadaşı vardı, Dağıstanlı bir genç.. Ben de tanıyordum. Nazım gibi uzun boylu, yakışıklı, erkek güzeliydi. Bir ders arasında Nazım, hocayla bir şeyler konuşurken biz dışardaydık. Dağıstanlı genç birşeyler anlattı, ben de güldüm. Bu sırada Nazım bize doğru gelirken, gülüşümü duymuş, o Dağıstanlı gençle sohbet edişim onu çileden çıkarmış, Moskova'da Nazım'la yakınlığımız günden güne kuvvetleniyordu o sırada. Ancak evlenme karanna henüz varmamıştık. Ben tereddüt ve korku içindeydim. Yakışıklı Dağıstanlı gençle sadece bir mektep arkadaşlığı da olsa, o sıralarda Nazım'ın bu masum yakınlığı hoş görecek ruh haletinde olduğunu kabul etmek yerinde olmaz sanırım. Dağıstanlı gençle neşeli sohbetim Nazım'ın sinirlerini bozdu ve beni epeyce hırpaladı.. Birbirimize küstük."