Anlaşılan ihtiyarlık, insanın yüreğini kendi üstüne doğru katlıyor. Kimimiz, geçmişe ilişkin düşler kurarak yapayalnız yürüyüp gidiyoruz yolumuzda ve kimimizde, güneşin altında ayakta kalmanın sırrını yitirmiş olduğumuzu fark ediyoruz. Pek çoğumuz için gelecek düşüncesi, iyimserden ziyade tedirgin olmamız için gerekçe yaratıyor ve tek dileğimiz, yaşantılarımızın keskin köşelerini yumuşatacak uzun bir uyku oluyor...