Nebevi Hareket Metodu (teori ve Pratik)
Münir Muhammed GadbanNebevi Hareket Metodu (teori ve Pratik) Posts
You can find Nebevi Hareket Metodu (teori ve Pratik) books, Nebevi Hareket Metodu (teori ve Pratik) quotes and quotes, Nebevi Hareket Metodu (teori ve Pratik) authors, Nebevi Hareket Metodu (teori ve Pratik) reviews and reviews on 1000Kitap.
"Dünyaya rağbet etme ki, Allah seni sevsin. İnsanların elinde olana rağbet etme ki,insanlar seni sevsin."
-İbni Mâce-
.jpg){kind=small}
Bir hikmete göre İslam, inanca işaret olarak "iman" kelimesini seçmiştir. İman, akıl ve kalpte yerleşerek, kuvvetli bir bağ ile fikri vicdana bağlar. İman ne donuk bir fikri kanaat meselesi, ne de aklî kanaatten oluşan boş duygular manzumesidir. İman, iki yönün de birbirinden ayırdedilmeyecek bir şekilde tam olarak birleşmesidir.
Sayfa 36Kitabı okuyor
...
Öyleyse, Kureyşlilerin kendilerine göre garip olan bazı belirtileri görmeleri, inananların sadece kendi içlerinde kapalı kalıp, putlarına zarar vermedikleri sürece onları kızdırmıyordu. Onlara göre, din sadece kalpte inanç ve tapmakta ibadet olarak kaldığı, hayata müdahale etmediği sürece, herkes istediği gibi Allah’a ibadet etmekte serbesttir.
Egemen güçlerle, İslâm’ı sadece vicdanda inanç ve mescitte ibadet sanan müslümanlardan bazı dindarlar arasında görmüş olduğumuz uyumun sırrını buradan anlıyoruz. Bu kimseler İslâm’ı toplumsal hayatlarına sokmadıkları için, tağutlar kendilerinden korkmamaktadırlar.
Sayfa 35Kitabı okuyor
"Bunlar Kur'an'ı düşünmezler mi? Yoksa kalpleri mi kilitlidir?"
| Muhammed Suresi 24. Ayet Meali
Sayfa 28Kitabı okuyor
"Bu dinin yöntemindeki ikinci özellik de, stratejik hareketin pratikliği ve esnekliğidir. Bu hareketin çeşitli merhaleleri ve her merhalenin gereklerine ve pratik ihtiyaçlarına uygun araçları vardır. Her merhale, bir sonraki merhale ile sona erer. Bu din, pratiği birtakım soyut teorilerle karşılamaz. Söz konusu pratiğin merhalelerine donuk ve
Sayfa 12Kitabı okuyor
Zafere ulaşıldığında biz olmayabiliriz ama, şehitler nesli olabiliriz.
.jpg){kind=small}
Biz bugün 20. asırda yaşamaktayız. Ayları saatleri indirgeyen her türlü ulaşım ve iletişim araçlarının bulunduğu ve haberleşme yönünden bütün dünya devletleri arasında kolayca bağlantının kurulabileceği günümüzde Habeşistan’a hicret etmeye çağrılsak, bu bize o kadar ağır ve zor gelir ki, içimizden cevap vermekte güçlük çekenler bile çıkar. Habeşistan lafını duymamız bile içimizde yalnızlık ve hasret duygularının hâkim olması için yeterlidir.
Öyle işe Müslümanlar bir tek vücut gibidir. Eğer vücudun bir azası elem çekerse bütün vücut onu hisseder.