Şüphecilik bir teori ya da bir öğreti değildir, bütün teorilerden kurtulmanın bir yoludur. Şüpheci, kimi filozofların aksine, hayattaki amacımızın zevk olduğunu söylemez. Hayattaki amacımız iç huzuru ve dinginliktir: şüpheci terapiyle kazanılan bir dinginlik.
Mutluluğu herkes istese de hiç kimse onu elde edememiştir; insan varoluşunun sefiliği, hayatın belirsizliği, ölümün kaçınılmazlığı dikkate alındığında, tüm bunların ortasında, mutluluğu nerede arayacağız?
tekrar dirilip yolumuza yeni hayatımızda devam ederken hakikat bize eşlik eder, bu yüzden hakikati öğrendiğimizde onu gerçekten öğrenmiş olmayız, bir zamanlar bildiğimiz ama unuttuğumuz bir şeyi anımsarız.
eğer kötülük yapıyorsak, bilgisizlik yüzündendir; eğer iyinin ne olduğunu bilirsek, iyilik yaparız. bu bize mantıksız görünebilir: kötülük yaptığımızda, genellikle -nefret, aşk, kıskançlık, açgözlülük, şehvet, iktidar arzusu ya da hırsı gibi- bir tutkunun esiri olduğumuzu, iyinin ne olduğunu bildiğimizi ama yine de tutkularımıza yenik düştüğümüzü ve direnemediğimizi düşünmek eğilimindeyizdir. Ovidius'la aynı fikirde olmaya yatkınızdır: "İyinin ne olduğunu anlıyor ve onu övüyorum, ama kötünün peşinden gidiyorum."