Fantastik, felsefe, macera dolu bir kitaptı. Film gibiydi diyebilirim. İsminden de anlaşılacağı gibi kitapta nehrin iki yakasından bahsediliyor. Bir yakada Kural Koyucular sırf nehir lanetli, yasak dedi diye nehre girmeyen, nehirden ve nehrin ötesinden korkan bir halk ve diğer yakada Kural Koyuculardan uzakta özgür bir hayat var. Fakat karşı kıyıya geçmek o kadar da kolay değil. Özgürlük için nehrin içinden geçmek gerekli. Bunu sadece bir kişi başarır ve daha sonra o kişi kendini, çevresini keşfeder. Bu keşifi sırasında yalnız değildir, bir rehberi vardır. Acaba bu kişi, halkı Kural Koyucuların esaretin kurtarabilecek mi?
Kitaptan anladığım şey şu; tüm korkularımızı, batıl inançlarımızı ve endişelerimizi unutup cesaretli olmalı ve karşıya geçmeliyiz. Başkalarının dediklerini olduğu gibi kabul etmemeli, önce bir düşünmeliyiz. Bir şeye körü körüne bağlanmamalıyız. Nehirde boğulmayı değil, karşıya geçmek için gerekirse bir köprü kurabilmeyi düşünebilmeliyiz. Aklımız süs eşyası değildir, bazen kullanmamız gerekir.
Son olarak; çocuklar düşündüğümüzden çok daha cesur olabiliyor.