Bir yazarın en samimi kitabı, ilk kitabıdır; çünkü kaybedecek bir şeyi yoktur, derler. Nesrin de değerli dostum Abdulaziz Altekin'in 2013 yılında temelleri atılıp 2017 de basılan ilk eseridir.
Rojhat ile Rojbin, Murat ile Nesrin adlı kişilerin aşkları üzerinden çeşitli konulara ve bazı toplumsal sorunlara ayna tutulmuştur eserde. Toplumun kadına bakış açısı, kız çocuklarının okutulması-okutulamaması, çürümüş bir eğitim sistemi, köy ile kent insanının karşılaştığı sorunlar... ve tüm bunlar karşısında insanların vicdanlarının yozlaşması, kişisel çıkarların ön plana alınması, toplumsal bazı moral değerlerinin ölmeye yüz tutması, bu sorunlardan bazılarıdır. Bundan dolayı kitap için, bir toplum panoramasıdır diyebiliriz.
Yazarın dili son derece akıcı ve yalın; kurgu ise metinlerarası geçişlerin kullanıldığı, zamanda geri dönüşlerin olduğu ve bu yüzden de okurun dikkatini sürekli canlı tutabilen bir şekilde oluşturulmuş. Metinlerarası geçişler tek bir kitapta iki ayrı hikâye anlatılıyormuş hissi veriyor ama sonlara doğru bu metinler ortak bir noktada buluşunca olaylar daha açıklayıcı bir hal almaya başlıyor. Olay, durum ve karakter betimlemelerini oldukça başarılı buldum.
İkinci baskısını yapan Nesrin üçüncü baskısıyla ve yazarın "Mühürlü Kalpler Tufanı" adlı ikinci eseri de yakın bir zamanda farklı bir yayınevi ile okuyucunun karşısına çıkacak. Başarılarından dolayı değerli dostum Abdulaziz Altekin'i tebrik eder, nice güzel başarı kapılarının ona sonuna kadar açılmasını gönülden diliyorum.