Bu eseri şerh etme usûlüm metni başlıklar halinde işleyerek kapsadığı şeylere, Kur’ân’dan ve Sünnet’ten delîlleri vererek onları açıklamak olacaktır. Ayrıca meselelere dâir Ehl-i Sünnet âlimlerinin görüşlerini de nakledeceğim. Çünkü Müellifimiz Muhammed bin Abdulvahhâb rahîmehullâh’ın kişiyi İslâm’dan çıkarır dediği meselelerde, Kur’ân ve Sünnet’e tabi olarak Selef-i Sâlihin’in yolundan gittiği böylece açıkça görülecektir. Bunun sonucu olarak da inşallâh Müellifimizin yeni bazı şeyler ihdas ettiği değil, selefe ittibâ ederek hakkı söylediği hasımlarının inkâr edemeyecekleri bir şekilde isbât olacaktır. Eseri şerh etmeye geçmeden mukaddime içinde îmân ve küfür meseleleriyle alakalı dört konuya kısaca değinmek istiyorum. Çünkü bu meselelerin önemini gereği gibi idrâk edemeyen, onlara istenilen değeri veremez. Îmân ve küfrün tanımını yapamayan küfre îmân, îmâna da küfür demekten kendini kurtaramaz. Dünyevî hükümlerin zâhire göre verileceğinden haberdar olmayan, sonu hüsran olan büyük bir bataklığa batar.
Şu da unutulmamalıdır ki, Allâh’ın Kitâbı haricindeki her kitâb eksik ve hatâlıdır. “Nevâkıdu’l-İslâm Şerhi” adlı bu kitâbtaki doğrular, İslâm’ın doğrularıdır. Eksikler ve hatâlar, benden ve şeytândandır. Tevbe edilmesi gerekli tüm fiillerimden her halükârda tevbe ediyor ve Rabbim’den âcizane olarak ortaya koyduğum gayretten ötürü beni ve ehlimi bağışlamasını niyâz ediyorum.