Nietzsche denildiğinde birçok insanın aklına gelecek ilk sözcüklerden biri "felsefe" sözcüğüdür ve çoğumuz onu "İşte Böyle Buyurdu Zerdüşt" eseri ile tanırız.
Ecco Homo, İnsanca, Pek İnsanca, Şen Bilimi v.s.eserleri pek bilinmez. Lâkin yine de gözle görülür şekilde okuyucunun bu eserlere de ilgisi son dönemlerde artmış bulunmakta.
Gelelim Nietzsche'nin arkadaş grubu olan Brenner, Rée ve Malwida von Meysenburg ile Sorrento Yolculuğu'na... Bu dört arkadaş arasında ve bir ara uğrayan karı-koca Wagner çiftinin orada geçirdikleri bir dönemi ele alıyor kitap.
Paolo D'Iorio hem o günlere işaret eden mektuplara yer vererek ve Nietzsche'nin eserlerinden de yerine göre bolca alıntı yaparak Nietzsche'nin Sorrento günlerini ele alarak anlatmaya çalışmış.
Eseri bir bütün olarak değerlendirdiğimde girizgâh ve gelişme bölümü sürükleyici ve Nietzsche'nin iç dünyasına yolculuk babında gelişti. Ancak son bölümde yazar Nietzsche'nin eserlerinden yaptığı sayısız alıntı ile kendi eleştirilerine yer vermiş. Açıkçası Nietzsche'nin hayatının son bölümü ile ilgili kısımlarını görmek isterdim eserde.
Kız kardeşi ile arasındaki ilişkiye, ailesi ile arasında gelişen kısımlara ve hayatının son devresi ile bağlanmasını tercih ederdim bir okuyucu olarak...
Yine de eserin okuyucuyu o günlere tarafsız bir şekilde (belgelere-mektuplara) dayanarak götürmesi açısından son derece değerli bir kitap. Hele ki; Nietzsche severler için.
Okuyup okumamak tamamen keyfiyetinize kalmış.
İyi okumalar.