Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nisvan-ı İslam

Fatma Aliye Hanım

Nisvan-ı İslam Sözleri ve Alıntıları

Nisvan-ı İslam sözleri ve alıntılarını, Nisvan-ı İslam kitap alıntılarını, Nisvan-ı İslam en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Vakıa şimdi bizde Fransızca bilen hanımlar bulunuyor. Lakin onların da birçoğu enstitütrisler marifetiyle sırf alafranga usulde terbiye görüp Fransızcayı da kesb-i malumat için değil mahza tam alafranga olmak maksadıyla öğrenmişler ve ahkâm-ı şeriyyeden bihaber oldukları gibi âdât-ı milliyelerini de terk ederek tamamıyla alafranga yaşamakta bulunduklarından bunlar ile görüşmek Beyoğlu'ndaki Frenk familyalarıyla konuşmak gibi olacağı cihetle kendilerinden hiçbir şey öğrenilemez.
Ulüvv-i ahlak ile tahsilin içtimaı işte böyle bir insan-ı kamil husule getirir.
Reklam
Ancak milyonlarca nüfustan mürekkep bir cemiyet-i medeniye için her türlü mahzurları def, her türlü esbab-ı bahtiyariyi cem etmesi lazım gelen şeriatta her hâle göre ahkâm-ı lazıme bulunmalıdır.
...bir islam kadını hiçbir gün insani haklarından mahrum edilmemiştir. Hatta “İslam’da nisvana Kuran mertebesinde ihtiram,” olunmaktadır.
Sayfa 26
"İstanbul nasıl bir fihrist-i insan ise Türk sofrası da bir fihrist-i taam. Bu sofrada her milletin yemeğini yedik."
Sayfa 87 - Kesit yay., 1. Baskı, İkinci MuhavereKitabı okudu
Ulum ve maarif ve sanayi hep medeniyet ile lazım ve melzum gibidir. Bir yerde medeniyet ne kadar terakki ederse bunlar da o nispet üzere terakki eder.
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
Madam, “Lakin sizde bir şey varmış ki o da müşkil. Kadınları erkekler hizmetçi gibi kullanırlarmış.” Ben, “Bizde hane idaresi ve zevcelerin infakı erkeklerin vazifesidir. Kadınlar ne kadar zengin olsa, hane idaresi kendilerinin borcu değildir. Erkeğin kudreti olursa hizmetçi, aşcı tutar. İktidarı yalnız kendilerini besleyecek kadarsa zevcesi de mürüvveten hanesinin hizmetini görür. Yoksa zevc bu hususta şer’an cebredemez. Hazreti Ömer’in hilafetinde bir gün ashabı kiramdan birisi hareminden şikayet için darü’l hilafeye geldikte Hazreti Ömer’i Kemal-i hiddetle söylenerek haremden çıkmış olduğundan o zat “Ne var ya Emirü’l Müminin” demiş Hazreti Ömer “Kadınların hâli malum ya bizim harem beni hiddetlendirdi” dedikten sonra “sen niye geldin ?” diye sormuş. O da “artık ifadeye hacet yok. Ben haremimden şikayet eylemek üzere sana gelmiştim. Sizi bu hâlde görünce şikayete mahal göremiyorum. deyince Hazreti Ömer “Sus, ses çıkarmayalım, haremlerimiz bizim hanemizin idaresine bakıyorlar, vazifeleri değil. Çocuklarımıza süt veriyorlar, borçları değil. Bu meseleleri meydana çıkaracak olursak, zararlı çıkarız.” Buyurmuşlar.
Sayfa 137
"İstanbul nasıl bir fihrist-i insan ise Türk sofrası da bir fihrist-i taam. Bu sofrada her millettin yemeğini yedik."
Pederin himayesi, validelerin şefkati, âşıkların sevdası, dostların muhabbeti, düşmanların garezi hep gözlerden anlaşılır. İnsan bazen lisanen soramayacağı bir şeyi gözler ne güzel istizah ederler. Gözler kalbin tercümanıdır.
Kalbin penceresi olan gözler neler söyler neler! Hele gözler de güzel olursa ifham ettikleri sözler lal gibi dudaklar, inci gibi dişler arasından çıkan sözlerden daha makbuldür. Çünkü ağızdan çıkan sözler hep sahih olamayıp ondan yalanlar ve düzenler de sadır olur. Lakin gözler sahtekârlık edemez. Ağız yalan söylerken gözlere bakılacak olsa hakikat anlaşılır.
113 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.