Domuç hakkındaki “Pofuduk ayakları gözyaşı damlalarını silmek için birebirdi.” cümlesi ile başladı kitap benim için. Dom’dan Nodo’ya uzanan bir hikâyeyle sardı… Yer yer hüzünlendirdi; o anlarda gözyaşlarımı silmek için pofuduk ayaklara ihtiyaç duydum… Domuç’un ya da Noel Domuçu’nun fark etmeksizin… Sonuçta onlar kardeş…
Yeni yıl öncesi okunacaklar listesine eklenebilecek bir kitap. Keyifli ve akıcı dili ile sürükleyici bir okumaya kapıları açıyor. Harry Potter serisi ile tanıdığımız Rowling, mizahi anlatım ve fantastik kurguya yine başarılı bir imza atmış.
Yer yer güldüren, yer yer sayfaları heyecanla çevirme isteği uyandıran kitap yer yer gözyaşlarımıza sayfalarında yer açıyor.
Eşyalarımız, duygularımız… Kitaptaki tanımlanması ile “şeyler”… Önemsediklerimiz, sevdiklerimiz, unuttuklarımız… Onları Kaybolanlar Diyarı’nda sizce neler bekliyor? Kaybolanlar Diyarı’nın farklı şehirleri neden var? Peki bizim kaybettiğimiz şeylerimiz sizce Kaybolanlar Diyarı’nın hangi şehrinde? Hangisi Dom (Domuç) kadar seviliyor ya da hangisi Nodo (Noel Domuçu) kadar cesur? Peki ya biz… Jack ile bu maceraya atılmaya hazır mıyız?
Çocuk kitabı okumayı seven yetişkinler! Umarım kitabı okur ve benimle aynı duyguları paylaşırsınız… Keyifli okumalar…