Nurlar Hazinesi

Muhyiddin İbn Arabi

Nurlar Hazinesi Posts

You can find Nurlar Hazinesi books, Nurlar Hazinesi quotes and quotes, Nurlar Hazinesi authors, Nurlar Hazinesi reviews and reviews on 1000Kitap.
Câbir b. Abdillâh Resûlüllah’ın (sa) şöyle dediğini nakleder: Aziz ve Celîl olan Allah şöyle buyurdu: “Bu, benim zâtım için râzı olduğum bir dindir. Buna yaraşan da ancak cömertlik ve güzel huydur. Bu dîne uyduğunuz müddetçe, onu bu iki hasletle yüceltiniz.” (İbn Asâkir)
Enes, Resûlüllah (as)’den nakleder: Allah Taâlâ (kıyâmet gününde) cehennemliklerin azap bakımından en hafifi olan birisine: - Farzedelim ki, yer yüzünde mal olarak ne varsa hep senin olsa (şu azaptan kurtulmak için) onları fedâ eder miydin? diye soracaktır. O da: - Evet, diyecek. Bunun üzerine Allah: - Fakat sen Âdem’in sulbünde iken Ben senden (şimdikinden) daha kolay bir şey istemiştim, bu Bana şirk koşmaman idi. Ne var ki sen (dünyâya gelince) yüz çevirip şirke yöneldin.
Reklam
Abdullah b. Ömer Nebî (as)’den nakleder: Azîz ve Celîl olan Rabbimiz şöyle buyurdu: “Bir kul üzerinde iki korku ve iki emniyeti birlikte bulundurmam. Kul dünyâ-da Benden korkarsa, âhirette korkusu olmaz. Eğer dünyâda Benden emîn olursa, âhirette emîn olmaz.” (İbn Asâkir, Enes’ten)
Ebû Hureyre Hz. Muhammed (as)’den nakleder: Allah şöyle buyurur: “Adem oğlu, Beni andığın zaman bana şükretmiş olursun, Beni unuttuğun zaman Bana nankörlük etmiş olursun.”
Ebu Bekr es-Sıddîk (ra) Hz. Peygamber (as)’dan nakleder: Yüce Allah şöyle buyurdu: “Ey İsrâfil, izzetim, celâlim, cömertliğim ve keremim üzerine yemin ederim ki, kim Bismillahirrahmânirrahîm’le birlikte arkasından Fâtiha sûresini bir kere okursa, şâhid olunuz ki Ben muhakkak o kimseye mağfirette bulunurum; onun iyiliklerini kabul ederim ve kötülüklerini affederim. Onun dilini ateşte yakmam; kendisini cehennem azâbı, kıyâmet azâbı ve “büyük korku” dan kurtarırım. Ve o, Bana bütün peygamberler ve velîlerden önce kavuşur.”
Ebû Hureyre (ra)’den: Resûlüllah (as) şöyle buyurdu: Aziz ve Celîl olan Allah şöyle buyuruyor: “Ben ortakların, ortaklıktan (şirk) en çok müstağnî olanıyım. Kim bir amel işler de o konuda Ben’den başkasını ortak ederse, Benim o işle bir ilgim olmaz; o iş ortak kıldığı şeye âit olur.”
Reklam
Rabb’inden rivâyet ettiği (hadîs-i kudsî)de Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bana yaklaşanlar, üzerlerine farz kıldığım şeyin edâsından bana daha sevgili bir şey ile yaklaşmadı.” İşte bu “farzın edâsı” asıldır (prensiptir). Sonra şöyle buyurdu: “Kul nâfileler ile bana yaklaşmakta devam eder.” Bu ise farzlar üzerine ziyâde olan şeydir. Lâkin farzların nâfilelere asıl olabilmesi için, nâfilelerin namaz, zekât, oruç, hac ve zikir nev’inden hayırların nâfileleri gibi, farzların cinsinden olması lâzımdır.
İsmâîl Hakkı Bursevî de “kurb-ı nevâfil”de “Allah Teâlâ kulun lisânı olur” diyerek bu hadîs-i kudsîyi zikreder; ve bu mertebeye erişen kulun “Hakk’ın lisânıyla konuştuğunu” ve böylece “Hakk’ın zât ve vücûdunun kulun sıfatlarına ayna ve hallerinin mazharı” bulunduğu belirtir. “Kurb-ı ferâiz” mertebesinde ise “Kul, Allah Teâlâ’nın lisânı olur.” Böylece Allah Teâlâ kulun lisânı ile konuşur. Bu mertebede kulun sıfatları ve halleri Hakk’ın zâtına ayna ve vücûduna mazhar olur. Bu durumda zâhir olan, görülen ve müşâhede edilen Hak olmuş olur.[13]
Kuşeyrî ise “yakınlık” konusunda şöyle demektedir: “…Kulun Allâh’a yakınlığı, evvelâ O’na imân etmek, O’nu tasdik etmekle; sonra ihsânına ve tahkîkine yakın olmakla olur. Hak Sübhânehû ve Teâlâ’nın kuluna yakınlığı ise bu dünyâda özel sûrette ona ilim ve irfan vermesi, âhirette ise kendisine müşâhede ve temâşâ imkânını ihsan eylemesi ve bu meyanda çeşitli lütûf ve ikramda bulunması sûretiyle olur.
322 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.