Ve ulusun yazgısına egemen olacak bir ulusal istencin ancak Anadolu'dan doğabileceğini belirttim.Ulusal istence dayanan bir millet meclisinin oluşturulmasını ve gücünü ulusal istençten alacak bir hükümetin kurulmasını, kongre çalışmalarının ilk hedefi olarak gösterdim.(Erzurum kongresi)
Ancak, nice yüzyıllarda olduğu gibi, bugün de ulusların bilgisizliğinden ve bağnazlığından ya rarlanarak bin bir türlü siyasal ve kişisel amaçla çıkar sağla mak için, dini araç olarak kullanmaya kalkışanlar var. İçerde ve dışarda bunların bulunuşu, bizi bu konuda söz söylemekten şimdilik alıkoyamıyor. İnsanlık dünyasında, din konusundaki uzmanlık ve derin bilgi, her türlü boş inanışlardan arınarak gerçek bilim ve tekniğin ışıklarıyla tertemiz ve mükemmel olun- caya dek, din oyuncularına, her yerde rastlanacaktır.
Oysa, Türk'ün onuru, kendine güveni ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus, tutsak yaşamaktansa yok olsun, daha iyidir!..
Öyleyse, ya bağımsızlık ya ölüm!
Oysa, Türk'ün onuru, kendine güveni ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus, tutsak yaşamaktansa yok olsun, daha iyidir!...
Öyleyse, ya bağımsızlık ya ölüm!
Temel ilke, Türk ulusunun onurlu ve saygın bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu, ancak tam bağımsız olmakla sağlanabilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar toplumlar karşısında uşak durumunda kalmaktan öteye gidemez.
Bir ulus varlığını ve bağımsızlığını korumak için düşünülebilen her türlü girişim ve özveriyi yaptıktan sonra başarıya ulaşır. Ya başaramazsa demek, o ulusu ölmüş saymak demektir. Öyleyse, ulus yaşadıkça ve özverili girişimlerini sürdürdükçe başarısızlık söz konusu olamaz.