Her genç kız ’o kız’lardan biri olmayı hayal eder.
Ve sadece bazıları ’o kız’dır.
Peki, ’o kız’ olmak için bir kız ne kadar ileri gidebilir dersiniz...
Güzelliğiyle nam salmış, karizmatik, müthiş cazibeli, müzik, sinema, moda dünyasında -tercihen hepsinde- popüler, tüm davetlerin demirbaşı kızlar eşittir it-girls, yani zamane kızları, yani işte o kızlar! Ve o kızların dünyasına şık, zarif ve komik bir dalış yapan yepyeni bir seri: it-girl. Kimse bize ismi İngilizce bıraktık diye gönül koymasın. Baktık tüm bir alem aynen böyle kullanıyor, malum kavram gazete, dergilere bu şekilde konu oluyor, e dedik bu hali kimseye yabancı gelmeyecektir.
Yeni serinin esas kızı Dedikoducu Kız romanlarından tanıdığımız Jenny Humprey.
Jenny, katı kuralların tatlı hayatlarını sabote etmesine asla izin vermeyen sefa düşkünü zengin çocukların bir numaralı adresi ve seçkin bir yatılı okul olan Waverly Akademi’ye geçerek Constance Billard’ı bırakıyor. Ve bir Manhattan gülü olarak geldiği bu okulda tanrıçaya dönüşüyor. Sofistike bir şehir kızı olarak feci popülerite yapıyor kendine. Tabii yeni tarzını destekleyecek, süper bir erkek arkadaş bulmakta da gecikmiyor. Fakat işte iki cadı oda arkadaşı yüzünden hayatının karışması da uzun sürmüyor. Jenny, tam rüya gibi bir hayat dediği anda kendini New York’takinden beter bir dedikodu ortamının içinde buluyor. Erkeklerle yakalanmak ve disipline çıkmak bir it-girl’ün kaderiyse eğer, Jenny kendini tüm olacaklara hazırlıyor, zira bir it-girl olmak için her şeyi ve daha fazlasını yapmaya tamamen hazır bulunuyor!
