Aslında müdahale etmeye çalıştık ama yetmedik, yetemedik, yapamadık. Belki farklı hareket edebilirdik, hep vicdan azabımız olacak bundan dolayı, biz eksik kaldık.
(...) Biz de artık şansımıza diyorduk, ya yaşayacaksın ya da öleceksin. Ölüm uzak gelmiyordu bize, doğal geliyordu. Biz de sınırın, Sur'un öbür tarafında pasif bir şekilde ölümü yaşıyorduk.