"O, er meydanına çıkacak bir pehlivan olarak değil, sakin bir savaş seyircisi olarak doğup büyümüştü. Ürkek ve gevşek ruhu büyük mutluluk kaygılarına, dertlerin, talihin rüzgârlarına dayanamazdı. Onun kendine özgü, bambaşka hayatını yaşaması gerekti; başka şey aramasına, kendini değiştirmesine, vicdan azabı duymasına gerek yoktu."
Oblomovluk terimini hayatıma kazandıran yazara teşekkür borçluyum.
Kitaba gelecek olursak Oblomov; yan gelip yatmaya alışkın, gamsız, tembel, silik bi adam. Yakın arkadaşı Ştoltz; aksine çalışkan, akıllı, gözü açık biri. Oblomov'u her ne kadar bu bitik hayatından çekip çıkarmak istese de başaramaz.Çünkü beyimiz yanaşmaz bu fikre!
Tembel tabiatlı bir adamı aşk dahi değiştiremezse ne değiştirebilir?
Aşkın, alayın, dürüstlüğün, düzenbazlığın, dramın, sevincin etrafında şekillenen hayatlar..
Tavsiye ederekten ;
Keyifli okumalar...