Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gerçeğin Zamanı Tarihi Tanıklık

Öcalan'ın Teslimi

Savas Kalenteridēs

Öcalan'ın Teslimi Gönderileri

Öcalan'ın Teslimi kitaplarını, Öcalan'ın Teslimi sözleri ve alıntılarını, Öcalan'ın Teslimi yazarlarını, Öcalan'ın Teslimi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Polislerin yerlerinin tespitinden sonra, elçilikte kaldık ve Kürt liderinin kaderiyle ilgili yeni bir gelişmeyi öğrenmek için bekledik. Sabah saatlerinde Apo’nun yakalandığı ve Türkiye’ye götürüldüğü haberi yayınlandı. Gözleri bağlı Apo’nun, etrafında dönen Türkler’in yayınlanan görüntüleri, bütün dünyayı dolaşan enstantaneler olmuştu.
Sayfa 305Kitabı okudu
Telefonun ahizesini alıyorum, mikrofonu ise, yine herkes duysun diye açık, Diakofotakis ve Kostulas dinliyorlar. Ayrıca, o anda koridorda bulunan avukat Failos Kranidiyo- tis de konuşulanları duyuyor; “Sava, beni dinle, benim Cova- ras. Üç bakan ve başkan buradalar. Üç bakan sana bağlı, anlıyor musun? Hemen git ve onu şiddet kullanarak dışarı at". Hattın diğer ucundan bazı kişilerin sesleri de geliyordu. Örneğin, Alekas Papadopulos ile Teodoros Pangalos’un seslerini seçebiliyordum. Ama, kesin yemin edememekle birlikte, bakanlardan biri diyordu ki; “At onu dışarıya, vahşi ormana, aslanlar yesinler”. Ayrıca, küfürler de savuruyorlardı. Bunlar kaldırım küfürleriydi, bahsetmemeyi tercih ediyorum. Biz şaşkınlıktan dona kalmıştık ve onların yokuş aşağı sonu olmayan bir biçimde yuvarlandıklarını dinliyorduk.
Sayfa 261Kitabı okudu
Reklam
368 syf.
3/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Ailesi mücadelede öldürülmüş ve sekiz yaşında yetim kalmıştı. Kimsesi olmadığı için de, kampta Apo’nun yanında büyümüştü. Daha sonra, örgüt onu okutmuş, İngilizce öğrenmişti. Orta düzeyde bir örgüt kadrosu olarak, diplomatik görevle Kıbrıs’taydı.
Öcalan'ın Teslimi
Öcalan'ın TeslimiSavas Kalenteridēs · Pencere Yayınları · 20122 okunma
368 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Beni bu kitapta en çok şaşırtan şeylerden biri Kalenderidis’in Türkiye toplumu ve kültürü hakkında tarihi hakkında geniş bilgi sahibi olmasıydı. Gerçi buraya da yabancı olmadığı sonra ki sayfalarda belli oluyor. Dedelerinin Amasya’dan göçtüğünü belirtiyor, dedesinin vücudunda demek ki ne kadar kurşun izi varmış ki kendisinin küçükken ilgisini çekmiş... Bir diğer şaşırtan detay da gerçekten bir istihbaratçı olarak sanki oldukça modern ve sol bir bakış açısına sahip olmasıydı. Sanırım kendi ülkemizde ki alışılagelmiş istihbaratçı profilinden dolayı biraz şaşırtıcı geldi. Gerçekten bu kitaptan sırf Kalenderidis’in anlatımları esas alınarak bir dizi ya da film çekilse çok izleneceğini düşünüyorum. Ayrıca gerçekten de Öcalan’ın cia’ya teslim edilmemesi için elinden geleni yapmış hatta kendi hükümetini karşısına alma pahasına.
Öcalan'ın Teslimi
Öcalan'ın TeslimiSavas Kalenteridēs · Pencere Yayınları · 20122 okunma
·
Puan vermedi
Ulusal İstihbarat Teşkilatı elemanı olarak yıllarca Türkiye'de çalışmış bir isim olan Savas Kalenderidis hatta Türkiye'deki adıyla Savaş Kalender Türkiye'nin senelerine ket vuran PKK hareketi ile Yunan istihbaratının ilişkisini, kendi yorumlarını, bölücü başı Apo ile hatıralarını anlatıyor fakat bir yerden sonra olay salt terör övücülüğüne dönüştüğü için alıntıları da bırakmak zorunda kaldım. Zira hamiyetli bir vatandaş olarak ırkçı bir Yunanın ülkeme kin kusup, bölücülüğü kutsamasına daha fazla dayanamadım.
Öcalan'ın Teslimi
Öcalan'ın TeslimiSavas Kalenteridēs · Pencere Yayınları · 20122 okunma
Apo Kimdir? Abdullah Öcalan 1949’da, Kuzey Kürdistan’ın Urfa iline bağlı Halfeti ilçesinin Ömerli köyünde dünyaya geldi. Babası Kürt, annesi Türk’tü. Ama büyük ihtimalle Ermeni asıllıydı. Ana Dili Kürtçe’ydi. Türk Dili ile ilk defa, 1956’da Ermeni köyü olan Cibin’de ilkokula yazıldığında karşılaşıyor. Hergün okula yürüyerek gidip geliyor. Başarılı
Reklam
1938 Dersim Ayaklanması’ndan PKK’ye Kadar OlanDönem.Dersim İsyanı (1938)’mn bastırılmasından sonra, onyıllık bir süre, Kültlerde herhangi bir hareketlilik gözlenmedi. Tür­kiye’de tek parti sisteminin işlemesini sağlayıcı acımasız mutlakiyetçi bir rejim hüküm sürüyordu. Bununla birlikte, aynı zamanda Türkiye’de bulunan diğer ulus ve dini gruplar
Ayaklanmanın lideri Şeyh Sait ve arkadaşları (47 kişi) Diyar­bakır'da kurulan olağanüstü “istiklal Mahkemeleri" nde yar­gılanıp, örnek olsun diye de asıldılar.Şeyh Sait İsyanından sonra sırasıyla gerçekleşen isyanlar; Reşkotan ve Raman (9-12 Ağustos 1925), Sason (1925-1937), Ararat (16 Mayıs-17 Haziran 1926 ve 13-20 Eylül 1927), Koçuşağı (7 Eİcim-30 Kasm 1926), Mutki (26 Mayıs-25 Ağustos 1927),- Bicar (7 Ekim-17 Kasım 1929), Resul (22 Mayıs-3 Ağustos 1929), Tendürek (14-27 Eylül 1929) , Savur (20 Mayıs-9 Haziran 1930), Zeylan (20 Haziran-Eylül 1930), Oramar (15 Temmuz-10 Ekim 1930), Pülümür (8 Ekim-14 Kasım 1930), Menemen (23 Aralık 1930), Dersim (1937-1938)
Nastûri isyanı
1923 Sonrası Kürt İsyanları Yukarıda söylediğimiz gibi, Lozan Antlaşmasından sonra­ki günler verilen sözler unutulmuştu. Ve ardından da siyasi asimilasyon politikası başlatılmıştı. Kiirtler, aldatıldıklarını anlar anlamaz, askeri olarak karşı durmaya başladılar. 10 yıl süren başkaldırı ve devrim dönemine girmiş oldular.İlk Kürt başkaldırısı, Hakkari-Diyarbakır arasındaki bölge­de Ağustos 1924’de başladı. Nasturi Kürtleri, Türk yönetimi­ne karşı silahlarını çevirip, birçok bölgenin yönetimini ele ge­çirdiler. Bunun üzerine Türk Ordusu, Kürdistan’daki gücünü geliştirdi ve daha sonra detaylı, yaygın bir biçimde 1924 Ka­sım’ma kadar saldırılarını sürdürdü. Nasturi Kürtleri’nin mü­cadelesi ve devrimi kana boğuldu.İkinci başkaldırı, 1925 Şubat’ında patladı. 13 Şubat’ta, Kürtlerin siyasi ve dini lideri Şeyh Sait, Mustafa Kemal Hü­kümeti’ne başkaldırarak, başta Diyarbakır, Bingöl, Muş, Der­sim, Bitlis, Van olmak üzere 12 şehri kapsayan bölgeyi özgür­leştirdi. Bu ayaklanma, PKK’ninkinden sonra en önemli ayaklanma olarak değerlendiriliyor. Ve Ankara’yı, Mustafa Kemal’in kendisini çok huzursuz etti! O da, isyanı bastırsın diye, büyük bir askeri operasyon başlattı. 62 gün boyunca, 13 ŞubaLtan 15 Nisan’a kadar, savaş alanındaki askeri güçlerin Kürtlere saldırılarını bizzat kendisi Ankara’dan yönetip, isya­nın sonucu olan 31 Mayıs 1925’e kadar sürekli yöneticilere direktifler vererek askeri harekatı sonuçlandırmıştı. Kürt dev­rimcileri hiçbir yerden yardım alamadıkları için yenildiler.
Lozan Antlaşması ve Kürtler Yunan-Türk Savaşı’nın devamı (1919-1922) boyunca Mus­tafa Kemal, bir çok defa Kürt liderlerle ilişkiye geçip, onların hiç olmazsa tarafsız kalmalarını sağlamak ve devamında yar­dımlarını alıp savaşı zaferle sonuçlandırmak, sonrasında Kürt- Türk Federasyonu kurmak düşüncesindeydi. Bu sözleri çerçe­vesinde, birçok Kürt
45 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.