Paranın Hükümranlığına Karşı Öfke

Öfke Günleri

John Holloway

Öfke Günleri Gönderileri

Öfke Günleri kitaplarını, Öfke Günleri sözleri ve alıntılarını, Öfke Günleri yazarlarını, Öfke Günleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Elbette, sermaye direnişimizi alt etmek için her yola başvuracaktır. Bize paranın temel bir gerçeklik olduğunu; gerçekliği kabul edecek kadar olgun olmamız gerektiğini; bunu anlamayacak kadar olgun davranmadığımızdaysa durumu kafamıza vura vura; İngilizce konuşamadığı, doğru vasıflara sahip olmadığı ya da yanlış yerde doğduğu için uyumsuz olanları açlığa mahkûm ederek, bu uyumsuzları bombalayıp öldürerek anlatır. Sermayenin son büyük krizi, ancak yüz milyon insan katledildikten sonra çözülebilmişti. "Yeter! Bu aptal sistem canımıza tak etti! Oyun bitti!" dememizin nedeni bu.
Bazen öfkelenmek, bizi öfkeyi kişiselleştirmeye götürü­yormuş gibi görünür. Gel gör ki, suçlamaları kişiselleştir­mekte, öfkemizi belli bir gruba yöneltmekte iki büyük so­run vardır. İlki şudur: Öfkeyi kişiselleştirmek, düşünme ve müzakere etme tarzımızda büyük bir tahribata yol açabilir. İkinci sorun şudur: Sorumluluğu kişiselleştirmek, bizi bir umutsuzluk döngüsüne hapseder. İktidar koltuğuna otu­ranların değişmesinin pek de bir fark yaratmadığı defalarca deneyimlenmiştir.
Reklam
Para, insani etkinliğe durmaksızın saldıran bir toplumsal bağdır.
Para, bir nesne değil, bir toplumsal ilişkidir. Ne var ki, bu­nun antagonistik bir ilişki olduğunu görmek gerekir. Para bir süreçtir; sadece işyerinde değil, toplumun her yanında ve yaşamın her veçhesinde disiplini dayatan bir muharebedir. Elimize aldığımız her banknot, her gün on binlerce insanın öldüğü bir savaş alanıdır.
Çok basit görünüyor ama para, Frankestein’ın Canavarı­dır. Özgün mübadele süreciyle kişinin arasına mesafe koyar; mübadelenin asıl öğelerine sırtını dönüp onlara saldırır. Bu­nu da kendi yasalarını mübadele sürecine dayatarak yapar.
Pek çok duvarla çevrelenmiş bir hapishanede yaşıyoruz. İşgal ederek sadece bir duvarı, politik kurumların diktiği bir duvarı yıkmış oluyoruz. Ne var ki, öteki duvarlar sapasağ­lam yerinde duruyor. Eğer özgürlüğümüzü elimizde tutmak istiyorsak daha ileri gitmek, birbirinin peşi sıra yıkmak zorundayız bu duvarları.
Reklam
107 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.