Oknos, Yunan mitolojisinde sonsuza dek ceza çeken bir kişi örneğidir. Adil hocamız bu durumu çok güzel açmış. Bu eser ne anlatıyor demek yerine nelere değiniyor demek daha doğru olur. Oknos eğilimleri diye adlandırılan içsel itici güçler durur. Bunlar şunlardır: Bir, yaşam eğilimi; iki, sevi eğilimi; üç, kendimserlik eğilimi.
Üç tip canlı basamağı vardır. Bunlardan 1. ve 2. ler yaşamlarını idame ettirmek için başkalarına muhtaçtır. Bunlara örnek olarak solucanlar veya çekirgeler verilebilir. 3. Ler ise ihtiyaçlarını kendileri gidermek zorundadır. Takdir edrsiniz ki bu kategoride de insanlar vardır. Kişinin kendi kendinebir şey elde etmesi göründüğü kadar kolay değildir. Nitekim insan tek yönlü bir varlık değildir. Saldırganlık ve savunma güdüleri insanı, hayata karşı pozisyon belirlemeye teşvik ederken. Bencillik ve sencillik durumları da paylaşma ve paylaşmamanın yolunu açar.
Yaşamsal varoluş bununla da kalmaz. Kendimserlik duygusu kişinin diğer canlıları da kendinden bir parça gibi görmesine neden olur. Peki bu ne işe yarar? Tıpkı saldırganlık ve savunmada olduğu gibi kişinin sadece kendi yaşamını değil diğer yaşamları da onurlu sayıp korumasına neden olur. Böylece çeşitlilik deşiğimiz varlık çokluğu muhafaza edilmiş olur. Kendimserliğin en büyük örneği annelik duygusunda yatar. Nitelik annenin evlada karşı olan tutumları koruma güdüsünün nirvanasıdır.Zihinde kalın.