MANA ŞEHRINDE ZAMAN
Bir şehir...
Sisli bir rüyaya gömülüdür dağların yamaçları
Her mevsim zümrüt kadifeler sarınır ağaçları
Rûy-i zeminden asumana bir güzellik şarkısı...
Renkten sese, daldan çiçeğe; asudedir baharları
Mis kokulu erguvanları;
Rayihadan bir nehir...
Şırıl şırıl sularında engin bir musikî
Pınar akar, susar zaman; uyur sanki
Gerçek huzur soluklar bu yerin sakinleri
Öteyle sarmaş dolaş, berzahta gibidir ruhları
Gök yıldızları eğilir, yer yıldızlarına imrenir
Her adım başında aşk anaforları,
Derde düşmüş bir dervişi seslendirir;
Esip gezdiği her beden, sevgiye mahkum bir esir!
İnsanı, hayvanı, nebâtı;
Mana kafiyeli bir şiir...
...
Çekme!
Dindir...gamı, kederi; kutup fırtınalarında yitir
Gönlün sevda dediğine, sen yük deme.
Sevda çekemeyen; şu soldaki kozalak, yürek midir?
Dert ettiğin dermanına, sen yük deme!
Bu boş serenâtı bitir!
....
Ad, formül, şekil ve yazı...
Ruhumdan n'olur çek; sil şu azabı!
Berrak bir nefeste, berrak bir su gibi
Arınmış alemde pür-güzellik sensin; yok gayrısı!