Pastuhov’u;Asya,sakin ve kendine güvenli bir edayla”Sana anlattım Şaşa,En yüksek makama başvurmalısın.Her zaman en iyi yol budur,”diye öğüt verdi. “Saçmalama! yüksek makamlar benim bavullarımla niçin ilgilensin ?” “Bavullarınla değil, seninle ilgilenecekler! Kim olduğunu söyle onlara.Evrakını göster ve…”. “Evrakımı mı göstereyim?Beni ne sanıyorsun? Devrimci Askeri Konsey üyesi mi?Gıda Komiseri mi?Halk Ekonomi Konseyi’ nin temsilcisi mi?”Burnundan soluyarak istasyon girişini geçti.
Uzun,düz yolun çevresinde,eski tuğlalardan yapılı bir dizi Barak sıralamıştı.Aşağıda yolun ortasında, sırtlarında çantalarıyla bir grup insan vardı.Ölümsüz serçeler kaldırımlarda mermiler mermiler gibi ışıldıyordu.Kapalı dükkanların solmuş sarı levhaları yine gösterişliydi.Çay,kahve,şeker kaldırım taşlarının üstünde duran torbaların ve bohçaların üstünde,Olga Adamovna ‘ nın renkli el işi sepetiyle Alyoşa’ nın oyuncaklarının durduğu çuval vardı.Bu çuvalda oyuncak bir bisiklet,renkli bir top,bir uçak ve bir resim kitabı bulunuyordu.
Kalabalık biraz dağıldıktan sonra,pastuhovlar bavullarını istasyonun önündeki alana taşıdılar.Aleksandr Vladimiroviç paltosunu çıkardı,kaşlarını düzeltti , kirli ellerine iğrenerek baktı ve aklına gelen düşünceye şaşırarak güldü.
Adam birden,yüksek sesle:”Asya,Olga Adamovna broşunu çıkarsa daha iyi olmaz mı? dedi. “Evet broşunu,” dedi,”senin gösteriş düşkünlüğün yüzünden bizi burjuva olmakla itham edecekler,Olga Adamovna.”
Sonra eve dönen bir gurup hasta mahkumun arasında,Polonya’dan geçecek olan bir Kızılhaç trenine bindirildi. Yol boyunca tavana asılı bir yatakta yattı.Baranovichi’de karantinadan geçtikten sonra ayaklarının üzerinde güçlükle durarak Smolensk’in ulaştı.Bir hafta hastanede yattıktan sonra taburcu oldu.
Yıllar önce 1849 ayaklanmasına öncülük eden Rus anarşisti Mikhail Bakunin de Koenigstein’a kapatılmıştı.Burada,Fransız mahkumlarla yaptıkları tartışmalarda Ruslar,Alman istilacılarının zulmüne karşı direnişin örneği olarak hep Bakunin’i gösterirlerdi. Dibiç ancak 1919 yılının baharında değiş-tokuş listesine girebildi ama tam da bu sırada dizanteriye yakalandı.Bir ay yatmak zorunda kalınca da tüm planları bozuldu.
Bir zamanlar çarlık ordusunda teğmen olan Vasili Daniloviç Dibiç,Almanlara esir düştükten sonra küçük bir Volga kenti olan memleketi Hvalinsk’e dönmek için sürekli mücadele etti.Almanya ile Sovyetler Birliği arasındaki esir değiş tokuşu uzun süre önce başlamıştı.Ama Dibiç bu kamsamda değildi.Ne yaparsa yapsın evine dönmeyi bir türlü başaramamıştı.İkinci kaçma girişimizden sonra,dik kafalı müttefik subaylar ve kaçak mahkumlar için cezaevine dönüştürülen Koenigstein’daki Sakson kalesine konmuştu.
Tarihi yönlendiren kişiler sadece olayları yorumlamakla kalmaz geçmişi ve geleceği de daha iyi anlarlar.Akışı kabullenenler acı çekmeye mahkumdur;diğerleri ise acıları kabullenmez,yaşamının mücadelelerle değiştirileceğine inanırlar.
Olayların,tarihin doğal hareketinin bir ürünü olduğunu kabullenen biri bu acılara katlanırken,insan etkinliğinin olaylar üzerindeki belirleyiciliğini anlayan kişi çelişkilerin nedenlerini bildiğinden acı çekmez.