Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Olaylarla Türkiye Ekonomisi

Yalın Alpay

Olaylarla Türkiye Ekonomisi Gönderileri

Olaylarla Türkiye Ekonomisi kitaplarını, Olaylarla Türkiye Ekonomisi sözleri ve alıntılarını, Olaylarla Türkiye Ekonomisi yazarlarını, Olaylarla Türkiye Ekonomisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
248 syf.
·
Puan vermedi
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan günümüze kadar olan, ekonomiyi doğrudan veya dolaylı etkileyen hemen her gelişme detaylı şekilde incelenmiştir. Örneğin: Savaş Ekonomisi(1940-49), Planlı Ekonomi(1960-69), Ekonomik Liberalleşme(1980-89)...
Olaylarla Türkiye Ekonomisi
Olaylarla Türkiye EkonomisiYalın Alpay · Humanist Kitap · 2017148 okunma
1978-Enflasyon-Part3-Karneyle Benzin
Fakat bu şartlar altında Türkiye'nin, yalnızca devaluasyon yaparak bir denge yaratma şansı yoktu. Bu nedenle pek çok mala peş peşe zamlar yapıldı. İlk yüksek oranlı fiyat artışları, devalüasyonun yapıldığı Mart ayında gerçekleşti. Beyaz eşya, bazı inşaat malzemeleri ve bazı gıda maddelerinin fiyatlarına görülmemiş oranlarda zam yapıldı. Bu zamları Nisan ayında motorlu araçlar, bazı inşaat malzemeleri, beyaz eşya, temizlik ürünleri ve süt ürünlerine yapılan ikinci zam dalgası izledi. Haziran ayında kömür fiyatlarına yüzde 250 oranında bir zam geldi, Eylül ayında da petrol ürünleri yüzde 30 zamlandı. İstanbul Ticaret Odası verileri fiyat artışlarının ayakkabı, diş macunu, sabun ve bazı mutfak eşyalarında yüzde 200'ü, ev kiralarında ise yüzde120'yi aştığını raporlamıştır. Aynı yıl fiyatı en çok artan petrol ürünleri, margarin, sıvı yağ ve sigara, aynı zaman da en çok yokluğu çekilen mallar arasındaydı. Benzin, motorin, gaz yağı ve tüp gaz bulunmaz oldu.52 İstanbul'da benzin karneyle dağıtılıyordu. 1978-1979 kışında kaloriferleri yakacak mazot kalmamıştı, devlet dairelerinde memurlar paltolarıyla çalışıyorlardı.543 Neredeyse tüm piyasa karaborsaya düşmüştü ve buradaki fiyatlar son derece yüksekti.
Sayfa 153 - HümanistKitabı okudu
Reklam
1978-Enflasyon-part-2
Oysa Türkiye'nin 1977 yılındaki toplam ihracatı yalnızca 1 milyar 753 milyon dolardı. ve 5 milyar 796 milyon dolarlık ithalatın üçte birinden azdı. Ortaya çıkan döviz açığını karşılamanın hiçbir yolu görünmüyordu. Bu ortamda Türkiye 1978 yılının başıyla birlikte vadesi gelen dış borçlarını ödeyemez hale gelmiş ve o yılların ünlü tanımlamasıyla "70 sent'e muhtaç" hale düşmüştür. Hükümet kredi bulmak, vadesi gelen borçların ertelenmesini sağlamak için olağanüstü çabalar harcamıştır fakat tüm bu çabalar faydasız kalmıştır. Enerji sıkıntısı, yatırımların yapılamaması gibi nedenler fiyatların artmasına, daha sonra da temel tüketim mallarının karaborsaya düşmesine yol açmıştır. İthalattaki artış da sanayi sektöründeki üretimi azaltan ve fiyatlarda ani ve hızlı artışlara sebep olan başka bir etkendir.538 Sonuçta 1978'de enflasyon önceki yıllarda görülmeyen bir hızda artmıştır ve 1977 yılını yüzde 28'lik bir enflasyonla kapatan Türkiye, 1978 yılında yüzde 47,2'lik bir enflasyonla tanışmıştır Bu oran 1979'un sonunda yüzde 56,8'e ulaşacaktır. Bu koşulları daha fazla taşıyamayan Türkiye cari işlemler açığının etkisini biraz olsun hafifletmek için 1978 yılının Mart ayında devaluasyona gitmiştir. Devaluasyon ile birlikte 19,25 Türk Lirası olan 1 dolar, artık 25 Türk Lirası'ndan işlem görmeye başlamıştır. 540 Yine aynı tarihten itibaren işçi dövizleri için kullanılan yüksek kur uygulaması da sona erdirilmiştir.
Sayfa 152 - HümanistKitabı okudu
Enflasyon-1978 part 1
Türkiye, tüm dünyanın durgunluk yaşadığı 1970'li yıllarda gerçekleştirdiği ekonomik büyümeyi kendi tasarruflarıyla değil, iç ve dış borçlarla yaşama geçirmiştir. Yatırımların tasarruflardan daha hızlı artmasının sonucunda ortaya bir kaynak açığı çıkmıştır. Ülkenin 1973 ile 1977 yılları arasındaki döneminde yatırımlar yüzde 100'den daha fazla artarken, tasarruflardaki artış ancak yüzde 60 olarak gerçekleşebilmiştir. Sorun kamu yatırımları açısından daha çarpıcıdır zira kamu yatırımları bu yıllar arasında yüzde 300 oranında artarken, kamu tasarruflarında hiçbir artış meydana gelmemiştir. Türkiye 1978 yılına girdiğinde, vadesi gelmiş 4 milyar 840 milyon dolarlık bir borçla karşı karşıya kalmıştır. Toplam dış borç ise 13 milyar 800 milyon doları bulmuştu.
Sayfa 151 - HümanistKitabı okudu
1963 yılında İstanbul’da oturanların %40’ı Ankara’da oturanların ise %60’ı gecekondularda oturmaktaydı. 1966 Gecekondu yasası ile de kendi arazisi üzerine kaçak yapı yapanların evleri gecekondu sınırına girmeyip yasal hale getirildi yani yasa yeni gecekonduların bir kısmını yasal hale getirdi.
Sayfa 137Kitabı okudu
Sermaye Serbestliği 1989
Türkiye'nin, yabancı sermayenin ülkeye girmesini istemesindeki temel sebep, yukarıda da açıklandığı üzere, Türkiye'nin yurt dışından borçlanmayı mevcut şartlar dahilinde ucuz bir kaynak olarak algılamasıdır. Zira yurt içindeki reel faizler devletin iç borcunu çevirebilmesi için yüksek tutuluyordu ve buna bağlı olarak Türk Lirası dolar
Reklam
Sermaye Hareketlerinin serbestliği Türkiye'nin küresel rekabetteki önemli kilometre taşlanndan biridir. Tasarruf sıkıntısı çeken bir ülkenin, dış tasarruflara ihtiyacı olacağını doğru şekilde tespit eden Turgut Özal, ''yastık altı para" efsanesine güvenmenin yanlış olacağını düşünerek, bu serbestleşmeye ciddi katkıda bulundu. Ancak, ülkeye giren sermayenin türü kredi derecelendirme kuruluşlannın not/an doğrultusunda belirlendiğini de bilmemiz gerekiyor. "Yatırım yapılabilir" nota kısa bir süre ulaşmayı başarmış sonra tekrar notu düşmüş olan Türkiye'ye en çok rağbet eden, portföy sermayesi olmuştur. Bu tarz bir sermayenin yaptığı sert hareketler, yaşanan istikrarsızlıklann hem kaynağı hem de sonucu olarak değerlendirilebilir. Bu durumu aşağıdaki "SICAK PARA 1990-2001" başlığı altına inceledik. Her şeye rağmen sermaye hareketlerinin serbestliğinin hem büyüme hem de kalkınma için büyük önem arz ettiği gerçeği yadsınamaz.
Türkiye'deki en yüksek petrol ürünleri zamları, 1988 yılında gerçekleşmiştir. Aynı yıl içerisinde altı kez zam gören petrol ürünleri, on iki ay sürecinde yüzde lO0'ün üzerinde bir artış göstermiştir. Üstelik bu artış, dünya piyasalarında petrolün varil fiyatının 11,8 dolara kadar gerilediği bir ortamda gerçekleşmiştir. Yılbaşında 358 Türk Lirası olan normal benzin yıl sonunda 750 Türk Lirası'na, 378 Türk Lirası olan süper benzin 800 Türk Lirası'na, ve 3 bin Türk Lira'sı olan tüpgazın fiyatı da 6 bin Türk Lirası'na çıkmıştır. Böylece normal benzine yüzde 109, süper benzine yüzde 111 ve tüpgaza da yüzde 100 zam yapılmıştır. Petrol ürünlerinin böyle artış göstermesi ülke içindeki dengeleri bozmuş, üretim maliyetleri artmış ve bunun sonucunda da temel tüketim maddelerine defalarca zam yapılmıştır.
266 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.