Ölü Bir Yazarın Anlattıkları

Ömer Faruk Dönmez

About Ölü Bir Yazarın Anlattıkları

Ölü Bir Yazarın Anlattıkları subject, statistics, prices and more here.

About

Türkçülerin, Kürtçülerin, birtakım dincilerin ve kolluk kuvvetlerinin nedendir bilinmez birbirine girdiği bir eylem sırasında, hasbelkader o meydandan geçmekte olan zavallı bir yazar, nerden geldiği anlaşılmayan hain bir sopanın kafasında patlaması neticesinde hayatını kaybeder. Ölmüştür ölmeye ama, yazmaktan da bir türlü vazgeçememiş, siyasi ve edebi düşüncelerini, gittiği yerden, yayınevine bir biçimde ulaştırmıştır. Ömer Faruk Dönmez, çarpıcı üslubu ve ironik anlatımıyla, okuyucuyu, sadece eğlenceli bir okuma serüvenine değil, aynı zamanda sarsıcı bir sorgulama sürecine de davet ediyor.
Estimated Reading Time: 4 hrs. 15 min.Page Number: 150Publication Date: December 2021First Publication Date: 2013Publisher: İz Yayınları
ISBN: 9789753559621Country: TürkiyeLanguage: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Book Statistics

Reader Profile of the Book

Kadın% 73.9
Erkek% 26.1
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

About the Author

Ömer Faruk Dönmez
Ömer Faruk DönmezYazar · 16 books
1976 Adana doğumlu olan Ömer Faruk Dönmez, 1997 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat bölümü mezunudur. On altı yaşındayken Türk Edebiyatı dergisinde ilk hikâyesi yayımlandı. Daha sonra Çınar, Ay Vakti, Atlılar, Huruç, Hece, Hece Öykü, Cafcaf, İhtiyar, Fayrap ve Müdahale dergilerinde yazdı. Evli ve iki çocuk sahibidir. Yazarın metinleri dil, anlatım ve kurguda kendine özgü nitelikler taşır. Türk hikâyesinde ironiyi başarıyla kullanan yazarlardandır. Hikâyelerini amaçtan ziyade araç olarak kullanan yazar, didaktik üslubu, metin ve dil üzerindeki hâkimiyetiyle toplumsal meselelere değinir. Modernizm, emperyalizm ve kapitalizmin içinde kaybolmuş insanın kendisini bulmasını sağlayan, bu amaçla okuru düşündüren ve okurun mantığını harekete geçiren bir anlatımı vardır. Modern hayatın garipsenmeyen alışkanlıklarına, insanoğlunun kabullenmişliklerine mizah yeteneğini kullanarak, aynı zamanda edebî bir dille dikkat çeker. Hamza karakteriyle modernleşmekte olan müslümanlara unuttuklarını veya görmezden geldiklerini hatırlatmaya çalışır. "Bir Yobazın Günlüğü" ile zihinleri meşgul eden "aydın, yobaz" gibi kavramları ve bu kavramların çağrışımlarını sorgulatır. Bu yönleriyle yazar, hikâyeyi romana tercih eder. "Tutuklu Kurbağa" hikâyesiyle kısa hikâyenin etkileyici ve vurucu bir anlatım gücüne sahip olduğunu gösterir. "Hamza" ve "Bir Yobazın Günlüğü"nü ise uzun hikâyeler olarak tanımlar.