- Nikolay Vasilyeviç Gogol orta halli bir ailenin oğludur. Gogol soyadı eski Türkçe de “gök rengi” anlamına gelmektedir. Her ne kadar soyadı Türk kökenli olsa da kendisinin Türk olduğuna dair herhangi bir kesin bilgi yoktur.Köy hayatı içinde Kazak kültürünün etkisinde kalarak büyümüştür. Ailenin, ölü doğan ikinci bebeğinin ardından çelimsiz ve solgun bir yüzle doğan Gogol, küçüklüğünde fazlaca şımartılmış. Bu durum okul hayatında bazı zorlukları beraberinde getirmiş ve arkadaşları tarafından sevilmeyen bir çocukluk hayatı geçirmiştir.
- Puşkin ile tanıştıktan sonra hayatında birçok şeyin değiştiğini düşünen Gogol, Puşkin’in önerisiyle de Ölü Canlar kitabını yazmıştır. Kitaptaki ana karakter Çiçikov zengin olmak için köy köy dolaşıp toprak sahiplerinden ölü canları satın almaya çalışmaktadır. Hikaye, 1800’ler Napolyon sonrası Rusya’da geçmekte ve dönemim soylu sınıfına hiciv yapmaktadır. Ölü canları satın alarak zararsız bir iş yaptığını düşünen ana karakter, zamanla etrafındaki insanların yaptığı şeyi fark etmesiyle ahlaksızlığı gün yüzüne çıkar. Ölü canları alan karakter kadar kitap da aslında toprak sahiplerinin de ahlaksızlığı anlatılmaktadır. Çünkü onlarda köle köylülere sahiptirler. Kısacası, Gogol dönemin Rusya toplumundaki ikiyüzlülüğü, düzenbazlılıkları ve devletin çürümüşlüğünü kitabındaki karakterler ve karakterler arasındaki diyaloglar aracılığıyla sert bir dille eleştirmiş ve okuruyla buluşturmuştur.
Nikolay Gogol’dür. Onun eserlerini okumaya Dostoyevski’nin “Hepimiz Gogol’ün Paltosu’ndan çıktık” sözü üzerine “Palto ve Burun” hikâyesini okuyarak başladım. Bu kitabı okuduğumda Dostoyevski’nin neden böyle bir söz söylediğini daha iyi anladım. Özellikle de ondan etkilenen ve
