İnsanı yormadan, sıkıldılmadan, bazen duygulu, bazen ürkünç, bazen sorgulatıcı... Bir yandan 21. yüzyıl insanının anlamsız cehaletiyle, safsatalarıyla yüzleşiyoruz, diğer yandan safsata, saçmalık dediğimiz şeylerin gerçek ya da değil, halkta nasıl bir karşılığı olduğunu görüyoruz. Korku kitabı değil aslında, büyülü gerçeklik türünün bizdeki örneklerinden. En güzel yanı da yazarın olağanüstü betimleme yeteneği. Ruh betimlemeleri, fiziksel tasvirler çok iyi ve kendinizi Sanrıca köyünün bir ferdi gibi hissediyorsunuz. Okunmalı.