Dr. Alec Jeffreys devrim niteliğindeki keşfini 10 Eylül 1984'te yaptı. Bir DNA deneyinin röntgen görüntüsünü incelerken, DNA örneklerini incelediği teknisyenin aile bireylerinin DNA'larının belirgin benzerlikler ve farklar gösterdiği dikkatini çekti. Jeffreys gördüğünün önemini çabucak kavradı: Bireyler genetik kodlarındaki eşsiz özellikler sayesinde tanımlanabiliyorlardı. Herkesin kendine ait bir genetik "parmak izi" vardı. Bunun anlamıysa teoride herhangi bir genetik malzemenin -saç, deri hücresi veya bedensel sıvılar- geldiği kişiyle eşleştirilebileceğiydi.