buzdolabındaki yarım elmanın aziz hatırasına hürmetle
yan sokaktaki bakkaldan on iki liralık evin şarabı aldım
sevdiği kadından haber alamayan her adamın kapı önünde
topuklarıyla arkalarına basmaktan ezilmiş bir kundurası
ve kadim dostu dizleri çıkmış
cebinde tuzlu fıstık unutulmuş
don lastiği eprimiş yeşil bir eşofman altı vardır
esvabım budur deyip göğü kokladım
kömür isini, çamuru sertleşmiş tekerlek izlerini çektim içime