Yine bir Stefan Zweig yine ben...
Okuduklarım arasında çok nadir beğenmediğim kitabı oldu. "Ölümsüz Kardeşin Gözleri" de kesinlikle sevdiklerim arasına eklendi. Hikâye gözümün önünde, sanki bir tiyatro sahnesinde izliyormuşum gibi canlandı. İki hikâyeden oluşan bu kısa kitapta ilki Virata'nın hikâyesi yani kitabın ismini aldığı hikâye.
Virata iyi bir şey yaptığını sanarken bir kaza sonucu bir günah işler ve bilmeden kardeşini öldürür. Bu günah onu başka biri olmaya iter ve sonraki yaşamında da bilmeden işlediği günahların kapısını açar.
"Her bir eylemin anlamını bilmediğimiz sonuçları vardır."
Günahların sebebini eylemlere bağlasa da hikâyenin sonuna doğru anladığı şey eylemsizliğin dahi günaha yol açması, yaşamın içinde günahtan kaçmanın imkansızlığı olur. Ve tüm bunları deneyimlemesi ortaya bu muhteşem hikâyeyi çıkarır.
"Bir eylemde bulunmayanlar bile dünya üzerinde suçludur..."
Virata yaşadığı her kötü durumda öldürdüğü kardeşinin gözlerini anımsaması sanki "dünyada sadece bir günah var o da ilk işlediğimiz günah" demek gibi. Adam öldürmek, çalmak, haksızlık etmek... Bunların hepsi ve daha fazlası "insanın ilk günahının akisleri gibidir" diyordu sanki Virata ya da Zweig.
Birçok felsefî düşünceyi barındıran bu kitabın okumaya değer olduğunu düşünüyorum. Daha önce adını duymadığım ve tesadüfen görüp aldığım bu kitap, eğer raflarda karşınıza çıkarsa kesinlikle kaçırmayın derim. Vermek istediği mesajı sayfalarca yazsam dâhi ifade edemem gibi geliyor...