“Demek sevgi de böyle, bir gün, ansızın… ama sen demez misin hergün kendine, hiçbir şey sonsuza dek gidemez… Sevgi de, bütün diğer tutkular gibidir; gün gelir rüzgara tutulmuş bulutlar örneği, binbir biçime girer, kopar, dağılır, yitip gider…”
Aşkta karşılıklı duygular, ne denli sevecenlik dolu, derin ve yumuşaksa, sevişmek de o denli sert ve hoyratça. Sevişenler, birbirlerini hırpalamak, yaralamak,canını yakmak için çalışıyorlar sanki. Bedenlerinde silinemeyecek bir iz bırakmak istiyorlar. "Sevişmek de bir saldırı"diye geçiriyor içinden Orhan. "Ama saldırının böylesi, silahlı, korku verici ve öldürücü olana yeğlenir. Kentte kan gövdeyi götürürken, olaylara gözlerini kapayıp her gece delice sevişenler var. Kimbilir, belki de haklı olanlar onlardır. Kuşkusuz onlardır, çünkü yitirilen özgürlüklere yeniden kavuşmanın başka yolu olmayabilir."
“Sokaklarında gece gündüz silah patlamaz bu ülkenin, evlerin kapılarında teröristler beklemez ve sokakta yürürken bir ayağınızı kanalizasyon çukurunun içinde bulamazsınız…Yeryüzünde, insanların, doğanın ve kentlerin saldırıya uğramadığı yerler de var”