Ölünün Gözleri

Mahmut Yesari

Ölünün Gözleri Hakkında

Ölünün Gözleri konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
8.6/10
5 Kişi
31
Okunma
6
Beğeni
1.156
Görüntülenme

Hakkında

Ölünün Gözleri; vicdanı ile yüzleşmek zorunda kalan Mihriban Hanım’ın, gözünü para hırsı bürümüş Âsım Bey ve Sadık Efendi gibi türedi zenginlerin, çaresizlik yüzünden moral değerleri bir yana bırakan Hamide ve Hilkat Hanımların, bozuk dünya düzeni karşısında rindane bir yaşamı tercih eden Hilmi Baba’nın, iş sahibi olmasına rağmen pek de çalışkan olmayan Sadık Efendi’ye karşılık çalışmak isteyen Macit’in kısacası Cumhuriyet’in ilk yıllarında İstanbul’un arka sokaklarında kalan Türkiye’nin bir yüzünün romanıdır. Mahmut Yesari’den bir suç ve ceza romanı, Ölünün Gözleri. Yesari, bu evrensel temayı, yerel bir atmosfer içinde işler; çürük bir konakta hasta, ihtiyar bir kadının mirasına konmayı bekleyen, “küçük hayaller” peşinde koşan, moral değerlerle arası açılan sıradan insanların yaşamı etrafında yorumlar. Yazar, çürüyenin konak değil, değerler olduğunu vurgular. Hasta yatağındaki yaşlı kadının ölümünü hızlandıran açgözlü akrabalardan Mihriban Hanım, diğer ölü soyucular gibi davranamaz. Son nefesini veren Vildan Hanım’ın açık kalan gözlerini o kapasa da gözler vicdanında hep açık kalır. Yaşadığımız dünyaya bakıldığında, Ölünün Gözleri’nin hâlâ açık olduğu rahatlıkla görülebilir.
Türler:
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 57 dk.Sayfa Sayısı: 210Basım Tarihi: Ekim 2018İlk Yayın Tarihi: 1933Yayınevi: Çolpan Yayınevi
ISBN: 9786056829260Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 92.7
Erkek% 7.3
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Mahmut Yesari
Mahmut YesariYazar · 30 kitap
1895 yılında İstanbul’da doğdu. Soyadı, büyük dedelerinden gelmektedir. 18. yüzyılın son yarısında şöhret bulmuş hattat Mehmet Esat Efendi, sol eliyle yazdığından dolayı 'Yesari' lakabıyla anılırdı. Ailesi de bu adı muhafaza etti. Talik yazıda üstat olup, şiirleri de vardı. Osmanlı Sultanı Üçüncü Mustafa Han, bu zatı sarayına almıştı. İstanbul Lisesi'ni bitirdi. Güzel Sanatlar Akademisi’nde okudu. Bu sırada Birinci Dünya Savaşı çıktı. Bunun üzerine askere alındı. Dönüşünde Diken dergisinde karikatürist olarak gazeteciliğe başladı. Sonra Kelebek adlı edebiyat ve mizah dergisini çıkardı. Piyesler yazmaya başladı. Daha sonra roman ve hikayeler yazdı. Bunlarda hayattan alınmış sahneler çoktur. Romanları daha romantiktir. Tiyatro sahasına trajedi yazmakla girdi, sonra komediye yöneldi. İlk romanının adı Namus’tur. Piyeslerinden çoğu Darülbedayi tarafından temsil edildi. Anlaşılan bir dili ve usta bir anlatımı vardır. Hayatının sonuna kadar çeşitli dergi ve gazetelerde yazı hayatını sürdürdü. 1945 yılında tedavi gördüğü Yakacık Sanatoryumu’nda öldü. ESERLERİ: Çoban Yıldızı (roman, 1925) Çulluk (roman, 1927) Pervin Abla (roman, 1927) Kırlangıçlar (roman, 1930) Su Sinekleri (roman, 1932) Bahçemde Bir Gül Açtı (roman, 1932) Tipi Dindi (roman, 1933) Yakut Yüzük (roman, 1937) Yakacık Mektupları (hikayeler, 1938) Bağrı Yanık Ömer Geceleyin Sokaklar PİYESLERİ: Tablo Asri Hülyalar Bekir’in Rüyası Ayrı Oda Çürük Merdiven Sancağın Şerefi Sürtük Telli Turna Hanife Hanım Hizmetçi Arıyor Serseri