"Öldüğü zaman geride sırtındaki giysilerden başka hiçbir şey bırakmadı. Ama yaşarken her fırsatta, hayatta dilediği her şeye kavuşmuş olduğunu ileri sürdüğüne göre, onun yeryüzünde pek az rastlanan mutlu insanlardan biri olduğunu düşünüyorum."
"Kendi yakınlarımız bu cehennemden sağ salim kurtulmuş olsalar bile, insan enkaz altında can vermiş olanları düşünmeden edemiyor. Acaba bu felaketin sona erdiğini görmeye ömrümüz yelecek mi?"
Mektubunda İstanbul'un eşsiz güzelliğinden söz ediyorsun; sana gıpta etmemek mümkün değil. Doğunun o muhteşem, büyüleyici atmosferini her gün yaşayabilmek büyük bir bahtiyarlık olmalı!!! Eminim kıymetini biliyor, bol bol tadını çıkartıyorsundur!
-çünkü insan ancak kendiyle hesaplaşarak "insan" olur ve bir toplumun, bir dönemin gerçek tarihi ancak kendiyle hesaplaşan "insan" ların yazdıklarıyla belgelenir.
Ülkeye geldiğim yıl harf devrimini bizzat yaşamış, gelişen endüstrinin içinde yer almış, kadınların günden güne nasıl bilinçlendiğini, kendilerine güvenlerini kazandıkları, bilim ve sanatın, sosyal hayatın nasıl aşama kaydettiğini izleyebilmiştim.