- Yeter!
Bunu nobran bir tonla, emir verir gibi, istediğini ifade etmek ve arzularım dayatmak için en kestirme yolu seçen, tamamen doğuya özgü, karşısındakini hiçe sayan tavırla söylemişti. Bu söz, karşısında oturduğu ve varlığını unuttuğu ressamdan çok, içinde uyanan aydınlık ve karanlık anılara, kalp ritmindeki o sinsi çılgınlığa ve saatin madeni tik-taklarına yönelikti.
Sayfa 153