Şimdi!
Gece sessiz,
İçim alabildiğine ayaz
Hey şair, vuslata dair birkaç mısra da bize yaz...
Değil mi ki yetti artık
Zemheride gözlerini gözlerime çizdiğim
Yetti artık
Böyle cehennem gibi özlediğim.
Oysa bilirim,
Aşk amansız, aşk parasız
Ama bir umut daha var
Ve...
Yaşanacak yarınlar var yalansız
Gel ey sevdalı yanım
Can'ım
An'ım
Anı'm.
Gel.
''CANIM''
Tuz kokusuyla dolu bir ölüm bu
Binlerce gözyaşına karışmış.
Bir yarısı aşk, diğer bir yarısı aydınlık...
K'ansız ölüm...
Ansız ölüm...
İnce telli bir yar saçında
Nasıl boğuyor kendini insan.
Yumruklarını sıkıp
Saatlerce vuruyorum şimdi bütün öfkemi.
Öfkem zamana,
Öfkem yokluğuna,
Öfkem gidişine,
Öfkem bu kadar ıssız kalışıma...
Dul kalmış yalnızlığımı teselli edecek
Hiçbir söz bulamayışıma öfkem...
Çok seviyorsun, güveniyorsun, o kişiyi hayatının merkezi yapıyorsun belki de. Ve uzun bir ilişkinin sonuna gelip kendini boşlukta buluyorsun. Hatta "unuttum" , " unutacağım" vs diyorsun belki de unutuyorsun bile. Sonra eline bu kitap bir şekilde geliyor. Bir zamanlar "Ömrünü ömrüne iliklediğin" kişiyle olan bütün iç seslerini veya yaşanmışlıklarını bir kitabın satırlarında okuyorsun. Eğer ayrıldıysan o kişiden evet , ben gibi biz gibi acı çekiyorsun okurken ama hala berabersen "iliklendiğin" ömürle, işte o zaman kitap farklı bir tad veriyor sana. Her mısrasında yaşadığın sevdanın kıymetini anlayıp daha sıkı sarılıyorsun sevdiğine. Sevdanız başucunuzdayken bu kitabı okuyor olmanız ümidiyle ... İyi okumalar