Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Talebeden Muallime Hanımefendiden Beyefendiye

Ömür Boyu Eğitim Cilt-1

Şerife Tortop

Ömür Boyu Eğitim Cilt-1 Sözleri ve Alıntıları

Ömür Boyu Eğitim Cilt-1 sözleri ve alıntılarını, Ömür Boyu Eğitim Cilt-1 kitap alıntılarını, Ömür Boyu Eğitim Cilt-1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Eğer kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi onlar için hem daha hayırlı, hem de (imanlarını) daha pekiştirici olurlardı.” Nisa Suresi 66
"İçinde savaşmakta olan bir insanın, dışı ile barışık olması düşünülemez!.."
Reklam
Yazık ki dünyada insanların en çok korktukları şey kendi iç dünyalarıdır. Bütün dünyaya meydan okuyan, hesap soran insan, kendi kendine hesap sormakta ve kendisiyle yüzleşmekte zorlanır.
Vicdanı olmayan teknoloji ve medeniyet, medeniyet değil azgın bir tağuttur.
Materyalizmin hakim oldun dünyada bilim ve teknoloji ile beraber zulümde en büyük zirveye ulaşmıştır. Çünkü insanlık en değerli hazinesini vicdanını yitirmiştir.
Reklam
Özsaygı Geliştirmek
Menfi duyguların size hakim olmasına izin vermeyin. Kırgınlıklara takılıp kalmayın. Böyle durumlarda bunu paylaşıp çözümler üretmeye çalışın.
Amin..
"Ve onlar şöyle dua ederler: “Allah'ım! Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmem için güç, değiştiremeyeceklerime katlanabilmem için sabır, ikisini birbirinden ayırabilmem için de aklı selim (sağduyu) ver."
Sayfa 104 - Hitit duası diyollar*Kitabı okudu
Modernizmin getirdiği bir akım olan hümanizm "insan merkezli" olmasına rağmen insanı mutlu edecek görüşler ve çözümler getirememektedir. Çünkü insan doğuştan iyi olduğunu,kötülükten dışarıdan,sonradan geldiğini kabul eder. Bu görüşe göre de insan, kendi içindeki kötü duyguları kendi zaafı olarak değil de dışarıdan gelen bir saldırı olarak görür. Müthiş bir savunma içine girer ve ruh sağlığı bozulur.
Argo yaygınlaşmaya, ortam kabalaşmaya başlamıştı. Doğrusu bu konuda basın da elinden geleni ardına koymuyor, yeni yeşermeye başlayan karikatürler, toplumsal hayatın içine bomba gibi düşüyordu. Zaman içinde buna muharrirlerin (köşe yazarları) edep dışı kavgaları da eklendi. Bütün bunları önce dehşetle, sonra hayretle karşılayan İstanbul halkı, zaman içinde alışkanlık kazandı. Derken yavaş yavaş halk da kullanmaya başladı. Nezaket bağları koptu. Oysa eski İstanbul'un semt isimleri bile meşhur "İstanbul nezaketi"nden doğmuştu. Örnek mi istersiniz? Beykoz, Beylerbeyi, Beyoğlu, Eminönü, Ayazpaşa, Ayazağa, Büyükdere, Harem vs... Bir de tarım kültüründen gelen Ankara'nın semtlerine bakalım: Samanpazarı, Atpazarı, Tavukpazarı, Hergele... Küçümsediğimden değil, bu isimler üzerinden bir hikaye nakletmek istiyorum: Cumhuriyetle Ankara başşehir olunca, memuriyet sebebiyle İstanbul'dan Ankara'ya taşınanlar olmuş. Ne de olsa hâlâ İstanbul nezaketi denilen incelikten izler taşıyorlarmış. Bu yüzden adres vermekte bile zorlanıyorlarmış.. Genç İstanbullu hanımlar ev adresi verirken ezilip büzülüyor: "Afedersiniz efendim, ayıptır söylemesi, Hergele Meydanı diyorlar, lütfen kabalığımı bağışlayın, ama orada oturuyoruz." diyormuş.....
Sayfa 139 - Yasin yayıneviKitabı okudu
Reklam
İşte böyle arkadaşlar! Eğer şahsiyet yoksa diğer üstünlükler bir hiçtir.
Kendini hiç değer vermemek,aşağılık kompleksi duymak gerçekten birçok psikolojik hastalığın sebebidir. Ancak bunun tam zıddı olan kendini çok güvenmek de insanı yorar hatta akıl sağlığını tehlikeye atar.
"Yazık ki bugün herkese, hatta bütün dünyaya hesap soran insanın, kendini hiç hesaba çekmediğini, esas savaşması gerekenin dışarıda değil, kendi içinde olduğunun hiç farkında olmadığını görüyoruz."
"Müslüman, medeni insandır. Medeniyet aynı zamanda edeptir, nezakettir, zerafettir, hoşgörüdür, tevazudur, şefkattir."
Sayfa 137Kitabı okudu
109 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.