Merhabalarrr. Yine İskoç bir erkeğin ana karakter olduğunu görünce dayanamayıp almış olduğum Dublin Caddesi'nin yorumunu sizlerle paylaşmaya geldim. Kısaca kitabın konusundan bahsedecek olursam, kızımız Joss yaşadığı tüm travmatik olayları geride bırakmak ve yeni bir başlangıç yapmak için Amerika'dan İskoçya'ya tanışır. Bir gün tesadüfen etkileyici İskoç aksanına sahip olan Braden'la tanışınca kendini karmaşık bir ilişkinin içinde bulur.
Bu kitabı yıllardır görüp almak istiyordum ama basımı tükendiği için sahafta da denk gelmediği için alamıyordum.. Ama okuduktan sonra anladım ki okumasam da olurmuş. Yani bilmiyordum ana karakter kızın sürekli her şeyi dramatikleştirmesi, aşırı derece sorunlu olması beni çok boğdu. Yaşadığı şeyler kolay olmasa da bu derece bir tepki veriyor olması bana biraz fazla abartılı geldi. Erkek karakter Braden ise tam kötü çocuk havalarında.. Ama klişe olduğu üzere o da başına gelen bir olay yüzünden böyle tabi ki.. Yani alın birini vurun ötekine. Böyle iki sorunlu bireyin inişli çıkışlı aşk hayatını okumak beni hem yordu hemde sıktığı yerler oldu.. Açıkçası kitap benim gözümde tamamen fos, sevemedim. Ki serinin en sevilen kitabı buymuş, diğerleri daha vahimse düşünemiyorum. Serinin devamı niteliğinde olmadığı için denk gelmedikçe diğer kitaplarını almayı düşünmüyorum. Hatta belki pdf bulursam okurum. Son olarak kitabı tavsiye ettiğimi söyleyemeyeceğim ama bu tarz dramatik kitapları seviyorsanız tercih edebilirsiniz.
(Kitapta +18 sahneler mevcut alırken ona göre dikkat edebilirsiniz.)
Sevgiyle kalın..
