On Üç Pipo

İlya Ehrenburg

En Eski On Üç Pipo Gönderileri

En Eski On Üç Pipo kitaplarını, en eski On Üç Pipo sözleri ve alıntılarını, en eski On Üç Pipo yazarlarını, en eski On Üç Pipo yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İkinci pipo
“Korkunç hazirandan sonra gelen sessiz temmuzda ne şarkı söyleyen biri çıktı, ne de ateş eden. Lüi büyüdü, büyüyünce onu kurtaran şık beyin beklentisini boşa çıkarmadı. O da babası gibi taş ustası oldu. Bol kadife pantolon, mavi gömlek giyerek duvar ördü; yazın çalıştı, kışın çalıştı. Güzel Paris’i daha da güzelleştirmek gerekiyordu, onun için Lüi yeni sokakların döşendiği yerlere koştu; ışıltılı Yıldız Alanı’nda, iki yanı kestane ağacı dikilmiş geniş, Osman ve Malerb bulvarlarında, sabırsız tüccarların az bulunur türden kürk, dantel, değerli taş gibi mallarını sergiledikleri, iskeleleri henüz sökülmemiş inşaatların sıralandığı”
Reklam
Üçüncü pipo
“Ne aşka, ne neşeye, ne de bilime hevesim kalmıştı. Hatta yeri gelmişken söyleyeyim, o bilgeliğimle nasıl edip de seni dünyaya getirdiğime şaşıp kalıyordum. Neyse... Artık bütün düşüncem, anan Rebeka’nın yağ bağlamış kalçalarını, boş şişeyi, mangalda küle dönüşen kitapları unuttuğuma göre, kendimi neyle oyalayacağımı bulmaktı. Bu düşüncelerle akşamları sokaklarda dolaşırken evlerinin eşiğinde çubuk biçimindeki pipolarının açılmış lale benzeri çanaklarına tütün doldurup içen Türklere, Yunanlılara, Yahudilere dikkat ettim. Daha önce ayrımına varmıştım; kendini aşk ilişkilerine, eğlenceye, bilime verenler bunlardan zamanla bıkıyorlardı. Düşünün ki bir Türk, şalvarını topladığı gibi on seçme karısının hareminden kaçabiliyordu. Girit şarabından başı dumanlanan Yunanlı bir süre şarkı söyleyip dans ettikten sonra ya kaldırıma uzanıp yorgunluktan sızıyor ya da mide bulantısından kıvranıyordu. Yahudi’nin en bilgesinin bile Talmud okurken uyukladığı sık sık görülen şeylerdi. Pipo içmenin zevki zevklerin en üstünü olmalı ki, insanlar doymak bilmez ağızlarından eksik etmiyorlardı bu nesneyi. İşte sevgili oğlum, bu sonuca varınca annen Rebeka’nın kendi gelinliğinden diktiği pantolonumu üçüncü ve sonuncu kez sattım.”
Dördüncü pipo
“İkisi birden karşısındakinin boğazına sarılarak sıkmaya başladı. Pipo yere düştü, çamura saplandı. İki asker birbirlerini boğmaya çalışıyor, ha bire vuruyor, balçık içinde debelenip toprağa bulanıyorlardı. Biri ötekini alt edemeyince ikisi de düşmanının aynı kokuyu yayan sert, kıllı yanaklarına, damarlı boynuna dişlerini geçirdiler; sarı toprağı sıcak, yapışkan kanlarıyla suladılar. Ardından ikisi de sessizliğe büründü, didişmeden yan yana uzandılar; ancak pipo yoktu artık, tarafsız ölü toprak üzerinde ikisi de birer ölüydü.”
Beşinci Pipo
“Tütsülenme işi yarıda kalmış pipoyu Con’un eline tutuşturduktan sonra oradan ayrıldı. Ancak Con, bir lord değildi, yalnızca bir köpek bakıcısıydı. Bu yüzden, pipoyu dalgınca cebine soktu, zorla kocaya verilen bir genç kızın hüzünlü şarkısını söylemeye başladı. Şarkıyı öyle acıklı söylüyordu ki, bundan çok duygulanan on cins buldok köpeğinin onu birden daha fazla dayanamayıp, kurbağa suratlarını havaya diktiler ve acı acı ulumaya başladılar.”
Altıncı Pipo
“Bu kusursuz pipoyu içmek istediğim zamanlar havanın rüzgârsız olmasına dikkat ediyorum. Ama “VV” film şirketi yönetmeni yüreğini serin tutsun, filme zarar vereceğim gelmesin aklına, gerekirse şöyle bağırabilirim: — Alın şu pipoyu! Dumanı yüzümü örtebilir.”
Reklam
Yedinci Pipo
“Evli olsun, bekâr olsun bütün Hollandalılar, yalnız vicdanı temiz olmayanların yaptıkları her işte acele ettikleri inancıyla, pipolarını yavaş yavaş, hiç acele etmeden içerler.”
Sekizinci Pipo
“Sevdanın fırtınadan başka bir şey olmadığını biliyorum, üstelik fırtınadan kendimi kurtarmaya çalışmıyorum. Ancak fırtınanın niçin estiğine, bundan dolayı insanın kendini niçin yok etmeye kalkıştığına bir türlü aklım ermiyor.”
Dokuzuncu Pipo
“O zaman Kanca pipoyu üçüncü kez ateşledi ve gözlerini Van Esterped’in göbeğine dikti. Orada en azından küçücük bir kötülük kurdu ya da minicik bir iyilik civcivi görmesi gerekiyordu. Ancak bütün çabaları boşa çıkınca kutsal pipoyu bir yana bırakıp şöyle haykırdı: — Tanrı Kabalaş her şeyi görüyor. Ama onun piposunu içen zavallı Kanca hiçbir şey görmüyor. Beyaz adam basit bir adam değil. Onun içinde iyilik mi var, kötülük mü, ben bir şey anlayamadım. Eğer iyilik varsa dünyadan da büyük olmalı ki, zayıf gözlerim şaşırarak bir şey görmedi. Eğer kötülük varsa okyanustan da büyük olmalı ki, zayıf gözlerim suyun içinde boğuldu.”
Onuncu Pipo
“Nesnelerin insanlara egemen oluşu konusundaki büyük bilgi eksikliğimiz müsbet bilimlerin yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Bilim şu ya da bu maddede saklı gizli gücü bize önceden gösterseydi çok iyi olurdu.”
85 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.