Gerçek onur vermek ancak ikiyüzlülük olmadan mümkündür. Asla sahte
bir tavırla yapılamaz; sadece aldanmaya götürür ve sahtelik için kesinlikle ödül
yoktur. Pavlus şöyle devam eder: “Sevginiz ikiyüzlü olmasın. Kötülükten tiksinin, iyiliğe bağlanın.” Kötülükten tiksinmek ve iyiliğe bağlanmak Rab korkusudur. Özdeyişler 8:13 şöyle söyler, “RAB’den korkmak kötülükten nefret etmek
demektir.” Rab korkusu bizi aldatıcı olmaktan korur. Bizi ikiyüzlü davranışlara
sapmaktan esirger. Tanrı’nın bu konudaki azarını yeniden inceleyelim. Yeşaya
şöyle der, “Rab diyor ki, ‘Bu halk bana yaklaşıp ağızlarıyla, dudaklarıyla beni
sayar, ama yürekleri benden uzak. Benden korkmaları da insanlardan öğrendikleri buyrukların sonucudur’” (Yeşaya 29:13).
Burada “buyrukları” olarak çevrilen ifade “önemine ya da ilkelere dikkat
etmeksizin sözlerin ya da seslerin sıklıkla tekrarlanması” anlamındadır. Tanrı
insanların O’nu hem ağızlarıyla hem de Yeşaya kitabının diğer yerlerinde dediği
gibi davranışlarıyla onurlandırdıklarını, ancak yüreklerinin buna dahil olmadığını açıklar. Bu ikiyüzlülüktür ve asla onurlandırma değildir. Neden bu tutuma
düştüler? İçlerinde Rab korkusu olmadığı için, zira “Benden korkmaları” sadece alışkanlık haline gelmiş bir rutinden ibarettir.