Halep, Hamedan, Kudüs, Nişabur, Şiraz, Tebriz

Orta Çağ Türk İslam Şehirleri 2

Erkan Göksu

Orta Çağ Türk İslam Şehirleri 2 Sözleri ve Alıntıları

Orta Çağ Türk İslam Şehirleri 2 sözleri ve alıntılarını, Orta Çağ Türk İslam Şehirleri 2 kitap alıntılarını, Orta Çağ Türk İslam Şehirleri 2 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Halep'teki Türk hâkimiyetinin en önemli sonucu İslam dünyasının iç ve dış tehditler karşısında kendisini koruyacak zinde bir güç kazanmış olmasıdır. Nitekim içte siyasî birliğini kaybetmiş olan İslam dünyasının büyük bir kısmı Selçuklu idaresi altında birleştirilmiştir, bu dönemde başlayan Haçlı seferlerine karşı koruyucu bir güç kazanmıştır.
Sayfa 225 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
1054 yılında Gürcü Kralı Bagrat tarafından desteklenen bir Bizans ordusu Gence'yi kuşatmış olmasına rağmen Tuğrul Bey, takriben bir yıl sonra Azerbaycan'a gelecek Gence ve Tebriz'de kendi adına hutbe okutacak aynı zamanda Erzurum'a kadar ilerleyen Türk kuvvetleri de Çoruh ve Kelkit vadilerini ele geçireceklerdir.
Sayfa 84 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
Reklam
Cihat meselesi ekseriyetle iki hizip arasında zuhur etmekteydi: Türkler ve Franklar. Öyle ki Makrizî, Şâm topraklarının "Türkler ve Franklar arasında" bölündüğünü aktarmaktadır.
Sayfa 254 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
Daha önceki devirlerde tasavvuf ehlinden uzak duran medreseler, Selçuklu döneminin âlimlerinden olan Ebü'l-Kâsın el-Kuşeyrî'nin ve İmâm el-Gazzâlî (ö. 505/1111)'nin gayret ve çabalarıyla Nişabur'da tasavvuf ehli ve medrese ehli barışmış, hatta medreseler tasavvufî çizgide ilmî faaliyetler yürütmüşlerdir.
Sayfa 70 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
Dikkat Çekici Bir Tarih...
15 Temmuz 1099 tarihine gelindiğinde takriben 5.000 kilometrelik bir yolu aşan ve bu yolda çeşitli siyasî organizasyonlar kuran Haçlı orduları Kudüs'e girerek büyük bir katliama sebep oldular.
Sayfa 250 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
Vezîr Kündürî gibi istisnalar dışında, Selçuklular Ehl-i Sünnet mezhepler (Hanefi, Şâfiî, Hanbelî, Malikî) arasında hiçbir ayrım yapmamışlardı. Nişabur'da kadılık görevlerini daha çok Hanefî alimler, eğitim faaliyetlerini ise Şâfiî alimler yürütmüşlerdi. Nitekim Nişabur'da hem Şâfiîlere hem de Hanefîlere ait pek çok medrese ve hankâhın olduğu görülmektedir. Ayrıca Selçuklular döneminde Nişabur'da sapık fikirli olarak kabul edilen Bâtınîlerle siyasî, askerî, ilim ve düşünce temelinde güçlü bir mücadele yürütülmüştür.
Sayfa 69 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
Reklam