1979 yılında gerçekleşen İslam Devrimiyle İran, hem Orta Doğu siyasetinde hem de uluslararası politikada önemle takip edilen bir ülke olmuştur. İslam Devrimiyle birlikte yeni bir içyapıya kavuşan İran, dış politikada da ciddi bölgesel etkiler doğuran bir tutum içine girmiştir. Dini devrimle ortaya çıkan yeni İran bölgesel dengelerde değişimlere sebep olurken, uluslararası sistemin de sorunlu ülkesi haline gelmiştir. Devrimden bu yana dini retorikle birlikte uygulamakta olduğu dış politikasıyla Batı ile ciddi sorunlar yaşayan İran, yürütmekte olduğu nükleer programla da uluslararası gündemin sıcak konusu olmaya devam etmektedir.
Dini rejimin yönetiminde olan İran sahip olduğu petrol ve doğal gaz kaynakalrıyla, yürütmekte olduğu nükleer programıyla ve bölgesel etkisiyle üzerinde özenle durulması gereken bir ülke olmayı hak etmektedir. İran üzerine yapılan çalışmalar genellikle İran dış politikasını konu edinmektedir. Bu çalışmayla sadece İran'ın dış politikası değil, içyapısı, nükleer programı ve ekonomisi de ele alınmaktadır.
Elinizdeki kitap; İlkini ''Ortadoğu Siyasetinde Suriye'' , ikincisini ''Ortadoğu Siyasetinde İsrail'' isimli kitapların teşkil ettiği Ortadoğu ülkeleri üzerine yapılan çalışmaların üçüncüsünü oluşturmaktadır.
