Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Oruç Çiğnemek Sakızı Bozar mı Hocaaamm?

Senai Demirci

Oruç Çiğnemek Sakızı Bozar mı Hocaaamm? Sözleri ve Alıntıları

Oruç Çiğnemek Sakızı Bozar mı Hocaaamm? sözleri ve alıntılarını, Oruç Çiğnemek Sakızı Bozar mı Hocaaamm? kitap alıntılarını, Oruç Çiğnemek Sakızı Bozar mı Hocaaamm? en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nasrettin Hoca'nın hikâyesi hiç de güldürmüyor artık! "Parası olan düdüğü çalar"dı değil mi? Şimdilerde aksi geçerli."Düdüğü çalan parayı alır!"
"Kırıldık ve acı çektik. Bu kadarı yeter! Acımızın hatırasıyla, hatamızın gül kızılı pişmanlığıyla geri dönme vakti. Altın fırsat elimizde. Kırık canları altın tebessümle onaralım..."
Reklam
Bir kaç genç Ramazan ayında yaşlı birinin kuytu bir köşede gizliden yemek yediğini görürler.. Alay ederek ; ''Hayırdır oruçlu değil misin dede'' Yaşlı adam : ''Tabi ki oruçluyum sadece su içip yemek yiyorum'' Gençler gülerek ''Gerçekten mi'' derler ..
"Bir bombanın şarapnelinden daha az etkili değildir giderek arsızlaşan ölçüsüz sözler, çığ gibi üzerimize abanan aldatıcı görüntüler."
Bin sevinci yakıp kavuracak insafsız barut tozlarının yaptığından fazlasını yapıyor hakikatın cazgır dillere düşmesi, iyiliğin gösteriye dönüşmesi...
Bedeli ödenmemiş sözleri söylemekten korusun Allah hepimizi.Hazır bulunmuş sözlerin seslendireni olmaya razı olmak korkunç bir nasipsizliktir.Ucuza alınmış lafların volumünü giderek yükselttikçe, biricik seçeneğinden yoksun kalır insan.Sırf kendisi söylüyor diye,söylediği hakikate yabancılaşır,ona tabi olmak yerine onu tabi kılar kendine.Dudakları uzaklaşır gerçeğin pınarından. Bir de üstüne,söz kalitesinden olur; koflaşır,boşalır içi.Vicdanını sözün seslendireni...
Reklam
Bir bombanın şarapnelinden daha az etkili değildir giderek arsızlaşan ölçüsüz sözler, çığ gibi üzerimize abanan aldatıcı görüntüler. Bir kız çocuğunun kalbini delen paslı çividen daha az tahripkar değildir kokuşmuş hurafeleri hiç durmadan hiç yorulmadan haykırmak...
Sayfa 3 - Senai DemirciKitabı okudu
Kırık camın varlığı,diğer camların da kırılabileceğine dair bir haklılık üretir içimizde.Çöpün bizden önce oraya atılmış olması,oraya çöp atmanın bir alışkanlık olduğunu söyler bize.Çok geçmeden biz de o alışkanlığa alışır,alışık olunanı yapmakta haklı görürüz kendimizi.Cam ilk kırıldığında hafife alırsak,ağırlaşır cam kırıkları.Çöp ilk atıldığında umursamazsak,umursamazlığımız bir çöp dağını besler.Tam da "hafife almakla" açılan,umursamazlıkla genişleyen bir yol(suzluk)'u tarif eden sûre'nin merkez ayetinin konusudur cam kırıkları teorisi: "Yapmaya alıştıkları kötü işler,gitgide kalplerini paslandırdı." (Mutaffifîn, 83/14)
Alışıldık bir haber kalıbıdır bu."Şüpheli paket bulundu","Şüpheli paket imha edildi" Bize "şüpheli paket'ler" aratan,bizi "şüpheli paketler" yüzünden yolumuzdan eden,bizi "şüpheli paket"in patlamasıyla sevdiklerimizden eden,bizim için "şüpheli paket"ler hazırlayanların içinde bir paket var mı acaba? Hiç şüphesiz vardır...Hiçbir paket yoktan var olmaz."Şüpheli Paket"in "şüphesiz paketleyen"i var...
Koflaşan söz ise,alabildiğine hükümranlaşır;buyurgan bir tona bürünür.İçinde azıcık bir merhamet çiziği görünmez; kıl kadar yanılabilirlik payı taşımaz. Tumturaklıdır; tavizsizdir.İddialıdır.Vurur kırar.Yakar yıkar...
70 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.