Başlayalım...
Bakara 67.ayetin meali şöyle: "Musa kavmine,Allah bir sığır kesmenizi emrediyor demişti.Onlar da "Bizimle alay mı ediyorsun?" demişlerdi.O da "Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım demişti.
Sade bir kul olmanın kolaylığına aklımız yatmıyor.Adeta içimizde bir ses "Bu kadar kolay olmamalı bu! İçine biraz çetrefil baharatı katmalı! diyor."Yokuşa sürmeli işleri..."
"Böyle kolay erişilebilir olmamalı Allah'ın rızası..." "Çileler koymalıyız araya!"
"Sığır kesmekle olacak iş mi bu?" "Ne yani bu kadarcık mı?"
Hatırlarsanız ki,hatırlamak farzdır ayet olunca,sonunda eski alışkanlıklarına dönüp sığırı putlaştıran israiloğullarına basit bir teklif gelir.Hiçbir tevili kaldırmayacak denli doğrudandır."Bir sığır kesiniz" işte bu kadar! Eğer herhangi bir sığırı kendi elleriyle keserlerse,kendi sapmalarını da bitireceklerdir.Ama kolay mı bu?
İnsanın pasif direncini ortaya çıkarır bu! Konu israiloğulları değildir.Yahudiler de değildir.Bu duruma düşecek her insandır,her topluluktur.
"israil oğlu sana söylüyorum,ey müslüman sen anla!" nezaketiyle konuşur Allah.Hep yapageldiğimiz davranışımızı ayna diye karşımıza koyar.
Bir bombanın şarapnelinden daha az etkili değildir giderek arsızlaşan ölçüsüz sözler,çığ gibi üzerimize abanan aldatıcı görüntüler.
"Şüphesiz Paket"i açtım.Buyurun,burdan yanın!
Alışıldık bir haber kalıbıdır bu."Şüpheli paket bulundu","Şüpheli paket imha edildi"
Bize "şüpheli paket'ler" aratan,bizi "şüpheli paketler" yüzünden yolumuzdan eden,bizi "şüpheli paket"in patlamasıyla sevdiklerimizden eden,bizim için "şüpheli paket"ler hazırlayanların içinde bir paket var mı acaba?
Hiç şüphesiz vardır...Hiçbir paket yoktan var olmaz."Şüpheli Paket"in "şüphesiz paketleyen"i var...