Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Külliyat 1

Osmanlı Beyliğinin Kuruluşu

Sencer Divitçioğlu

Osmanlı Beyliğinin Kuruluşu Sözleri ve Alıntıları

Osmanlı Beyliğinin Kuruluşu sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Beyliğinin Kuruluşu kitap alıntılarını, Osmanlı Beyliğinin Kuruluşu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kök Türklerde geyik kutsaldır. Türk türeyiş efsanelerinden birinde geyik bezeği kullanılmıştır. Ayrıca kurbanlıktır. İşbara Kağan, içinde geyiklerin gezindiği bir koruyu çitle çevirmişti. Onları inciten öldürülürdü. Kavak ağacına gelince, ortaçağ Türk folklorunda kavak değil, kayın ağacı mübarek sayılır. Bence ''kavak'' Osmanlı tarih yazarlarının yanılmasıdır.
Sayfa 93 - Alfa Yayınları
Gerek Ertuğrul'un babası olduğunu sandığımız Süleymanşah hakkında, gerek onun sanlık olduğu rivayet edilen Kayı boyu hakkındaki bilgilerimiz hiçbir tarihsel malzemeyle donatılmış değildir. Bu efsane-tarihin ancak XV. yüzyılda kurgulanıp ortaya çıktığı söylenebilir.
Sayfa 25 - Alfa Yayınları
Reklam
Nitekim Osmanlı tarihçileri için efsanevi Süleymanşah, geçmişteki İznik Selçuklu Sultanlığının kurucusu olurken, aynı zamanda, gelecekteki Osmanlı Beyliğinin kurucularının atası olacak ve böylece Selçuklu-Osmanlı uzantısını açıklığa kavuşturacaktır.
Sayfa 25 - Alfa Yayınları
Fırat'ı geçmek isterken Süleymanşah'ın atının ayağı sürçtü, Bey nehre düşüp boğuldu.
Sayfa 26 - Alfa Yayınları
Osman Bey'in ne zaman Müslüman olduğunu kesinlikle bilmiyoruz. Onun İslam'ı benimseme öyküsü şöyle anlatılır: Osman Bey bir gece imamın birinin evinde konaklar. Hoş beş arasında imam, ''Bey'' der, ''kusuruma bakma arkanda duran nesneyi kaldırayım.'' Osman ayıtır, ''Ne nesnesi?'' ''Kuran-ı Kerim'dir, Hazreti Muhammed'e inen kelâmdır'' der imam. Osman Bey hiç tınmaz. Ancak imam odasına çekilince gözüne uyku girmez, yataktan kalkar kitabı alır ve sabaha kadar okur (oysa aynı gelenek Osman Bey'in okuma yazması olmadığını söyler). Sabah olunca Osman Bey artık bir mümindir.
Sayfa 69 - Alfa Yayınları
Savaştan dönen gaziler yağ sürünürlerdi (yağlanırlardı). Hiç şaşmayalım. Bütün Frank ve Sakson kralları da onction (yağlanma) törenlerine uymak zorundaydı. Böylece gökten iletilen kutsal ruh, zeytinyağı aracılığıyla vücuda sindirilirdi. Türkmenlerin bu âdeti Hristiyanlardan öğrendikleri bellidir.
Sayfa 83 - Alfa Yayınları
Reklam
Süleymanşah'la başlayan ön-Osmanlı tarihi, tarihle değil, efsane-tarihle ilgilidir. Ama gene de efsane, bir yandan, dolaylı olarak, geçmişteki doğruları yakalamaya vesile olurken, öte yandan, tarih-tarihin başlangıcında sorulabilecek birçok soruya yanıt verebilir.
Sayfa 25 - Alfa Yayınları
Sultan I. Kılıçarslan hakkında şu haberi vermeden edemeyeceğim. ''Sultanın gerçek payitahtı çadırından ibaretti,'' deniliyor. Orhan Bey de bu tarihten iki yüz küsur yıl sonra çadırda yaşayacaktır.
Sayfa 29 - Alfa Yayınları
Osman Bey zamanında yaşamış olan üç tarihçiden ne Pachymeres, ne Kantakouzenos ne de Nikephoros Gregoras Türklerin Rum köylülerine gaddarca davrandığını yazmaz. Üstelik Pachymeres Anadolu doğumludur, Gregoras ise Türklerden nefret eder.
Sayfa 60 - Alfa Yayınları
Osman'ın amcası Tündar'ın başında beylik sevdaları esiyordu. Osmanlı aksakallılar ''zarar-ı amn''dan ''zarar-ı has yeğdir'' dediler. Osman, tek bir ok atışıyla amcasını vurup öldürdü.
Sayfa 48 - Alfa Yayınları
Reklam
Tarihine ilk adımı atarken karşımıza Osman Bey'in kerametler gösteren babası Ertuğrul ile Osman'ın ünlü rüyasını tabir eden, Baba İlyas halifesi Ede Balı çıkıyor. Sonrası çorap söküğü gibi gidiyor. Karacahisar İmamı Dursun Fakıh, ki sonradan kadı olmuştur, Ede Balı'nın mürdidir.
Sayfa 92 - Alfa Yayınları
Bütün Bizans ve Arap kaynaklarının üzerinde birleştikleri bir nokta daha vardır: Osman Bey'in adı Osman değil, Atman ya da Otman'dır. Bizans tarihçileri, Pachymeres ve Nikephoros ona Atman derler. Arap tarihçileri İbn Batuta, al-Umari ve İbn Haldun ise ona Otman derler.
Sayfa 38 - Alfa Yayınları
Barak Baba müritleriyle Halep'e giderken kılık kıyafetler şöyleydi: Sakalları tıraş edilmişse de bol bıyığı vardı. İki yanında sığır boynuzu olan kürk giymişlerdi. Boyunlarına kemikler ve ziller asılıydı. Görünüşleri çok çirkin, hatta iğrençti. Sangi, davul ve başka çalgılardan oluşmuş bir orkestraları vardı. Birlikte yürüdükçe çıngıraklar, kemikler ve çomaklar öyle bir patırtı çıkarıyorlardı ki Suriye halkı bundan şeytanın bile ürkeceğini söylüyordu. Bir gün Barak Baba'ya niçin böyle kılık değiştirdiği sorulunca, ''Ben fakirlerin alay konusu olmak istiyorum,'' demiştir.
Sayfa 91 - Alfa Yayınları
Osman Bey'in daha önce ya da sonra Müslüman olduğu hiç fark etmez. Müslüman olduğu muhakkaktır. Kiliseleri yıkıp camiler yaptırmıştır.
Sayfa 71 - Alfa Yayınları
XIII.-IV. yüzyıllarda ne herkes savaşçıdır, ne de her savaşçı gazâ tutkunu. Yüzyıllar boyunca Anadolu'da birlikte yaşamış olan Müslüman Türk(men) halkıyla Hristiyan, Rum, Ermeni ve Gürcü halkları arasında sanıldığı gibi öyle sürgit düşmanlık, ardı arkası kesilmeyen bir savaş hali hüküm sürmemiştir. Çarpışmaların, vuruşmaların olduğu inkâr edilemez, ama arada aşk da vardır, evlilik de, dostluk da, hoşgörü de vardır.
Sayfa 75 - Alfa Yayınları
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.