Osmanlı Çağı ve Sonrası

Ümit Aktaş

Osmanlı Çağı ve Sonrası Gönderileri

Osmanlı Çağı ve Sonrası kitaplarını, Osmanlı Çağı ve Sonrası sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Çağı ve Sonrası yazarlarını, Osmanlı Çağı ve Sonrası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Silah Tüccarları
Uluslararası Barış Enstitüsü 'nün araştırmalarına göre Türkiye silah ithalatında Tayvan, Çin, Güney Kore, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Hindistan'ın ardından 7. sırada bulunmaktadır. Silah ihracatçıları ise sırasıyla Abd, Rusya, Fransa, İngiltere, Almanya, Çin ve İsveç 'tir.
Sayfa 516 - Çıra Yayınları 1.baskı
Sömürü
1960'lı yıllarda Batı ülkelerinin gelişmemiş(sömürülen) ülkelere sağladıkları kredilerin ortalama olarak %65 bağış, %35 'i borçken ; bu oran Türkiye’de % 15 bağış, %85' i ise borçtur. Bu sömürü ilişkiyi ülkeyi Batı'ya bağımlı tutarken, girilen borç batağı ise ülkeyi görece olarak geriletmekte ve siyasal alanda da tüm inisiyatif gücünden yoksun Kılmaktadır.iktidar seçkinlerinin iktidarlarını ve Batılı ülkelerin sömürdülerini güvence altında tutan sivil ve askeri komplolarla halkın tüm direnci kuşatılmakta, bastırılmakta, komünistlikle ya da gericilikle suçlanan sivil inisiyatifler yok edilmekte ; tüm bunların faturasını ise yine ülkenin mazlum ve mağdur halkı ödemektedir. Böylece ülkenin % 80 'lik bir nüfusu ancak ülke gelirinin %39' unu elde etmektedir. Bu oran ileri yıllarda yoksullar aleyhine daha da kötüleşecektir. Bu tablo ise Türkiye’yi gelir dağılımının en kötü olduğu ülkeler arasında sokmaktadır. Bu adaletsiz gelir dağılımının yaratacağı toplumsal bunalımlardan ise ülkeyi yine geleneksel aile ve cemaat yapısı, yani toplumsal dayanışma geleneği korumaktadır. Bu yapı İslami bir muhalefetin potansiyel dayanağı olarak kendi kendi direncini korurken, gerek Kemalist burjuvazinin, gerekse sol Batıcılığın halk kitlelerine sirâyetini de önlemektedir. Böylece sol, en güçlü olduğu dönemlerde dahi, bir ölçüde sirâyet ettiği Alevi kitlelerin ve bir ölçüde de olsa sendikaların dışında kendisine bir halk tabanı bulamayacak ; üniversiteler ve aydınlar nezdindeki oldukça yüksek oranda kabul gördüğü 1970'li yıllarda dahi halka dayalı bir devrim yapma gücü ve cesaretine ulaşamayacaktır.
Sayfa 516 - Çıra Yayınları 1.baskı
Reklam
Malboranın'da devletin'de Allah...
Kertenkele gibi kuyruğunu veya yılan gibi kabuğunu kaybetmek ya da değiştirmek pahasına da olsa, temeldeki güdü hep aynıdır. Devlet, kendi hayatiyeti uğruna hiçbir vefa duygusu tanımaz ve tüm fedakarlıkları aynı hoyrat ve aldırışsızlıkla ezer geçer. Bu bir savaş makinesidir ; velev ki bu savaş halkına karşı verilsin. En temel değerlerin en süfli pazarlıklara malzeme yapılmasına dek bu hayatiyetin çiğnemeyi göze almayacağı hiçbir sağlanmış imtiyaz, verilmiş söz ya da yasa bulunmamaktadır.
Sayfa 498 - Çıra Yayınları 1.baskı
Kalkınma ve Cumhuriyet
Weber, kapitalist bir kalkınmanın, sonuçta sekülerleşmiş dahi olsa, Hristiyanlıktan kaynaklanan bir ahlak üzerine temellendiğini söyler. ; disiplin, tasarruf, çalışkanlık, kendini Tanrı'ya beğendirme isteği, temizlik, tutumluluk, sadakat, parasını ve vaktini israf etmeme çabası, karşılıklı güvene dayanan piyasa koşullarının sağlanması gibi. Her ne kadar kendi ilham kaynaklarından biri olan Ziya Gökalp Protestanlığı İslamiyet'in etkisinde kalmış bir Hristiyanlık biçimi olarak yorumlasa ve buradan Weberci analizlerle bir köprü kurma girişiminde bulunsa da, M. Kemal açısından tüm bu teorik ve ahlaki kaygılar gereksizdir. Bu anlamda o tam bir pozitivisttir. Herşey akıl ve bilim tarafından aydınlatarak açıklanabilecek ve kalkınmacı strateji doğrudan insanların para kazanma tutkularından motive edilecektir. Bu ise neredeyse bir çapul stratejisine dayandırılan göçebe savaşçılığının sanayileşmeci bir iktisada ve ticarileştirilmiş bir hayata uyarlanmasıdır.
Sayfa 455 - Çıra Yayınları 1.baskı
Kemalist İnkılaplar
Kemalist inkılaplar, öncelikle tek parti hakimiyeti altındaki bir meclis ve yine Atatürk'e bağlı bir ordunun desteği sağlandıktan sonra yasa ve hattâ Anayasa ilkeleri haline getirilmiş ; karşı koyanlar ise şiddetle cezalandırılmıştır. Biçimsel açıdan yasallık statüsü kazanmış bir inkılap halka zorbaca denebilecek yöntemlerle de olsa dayatılmış ve
Sayfa 452 - Çıra Yayınları 1.baskı
Modernleşme neden başarısız
Modernleşme tarihimiz hep arkada bırakılanları yok etme ve öne alınanları ise topluma zorbalıkla dayatma anlayışı çevresinde sürdürülmüştür. Mevcudun biriktirilmesi, onarılması, halkın değerlerine dayanma, bu değerlerin evrimleştirilmesi gibi olumlu bir toplumsal değişme çabası yerine, temel olarak kendi halkının nesneleştirildiği ve askeri güce dayanan yöneticilerin özneleştirildiği bir iç istila stratejisi, kendi halkının fethi ve sömürgeleştirilmesi, artık uydulaştırıldığımız modernleşme tarihimizin genel stratejisidir. O halde sorun nerededir.? Osmanlı siyasal ve kültürel geleneğinden kaynaklanır. Toplumun siyaset dışı tutulduğu padişahlık ve hanedanlığa dayanan bir gelenek, tarihsel süreç içerisinde ister istemez toplumu etkisizleştirmiştir. Siyasal açıdan olduğu kadar kültürel olarak da zayıflayan ve etkisizleşen bir toplum ise,1908 sonrası olaylara doğrudan müdahil olamamış, sorunun çözümünü iktidar seçkinlerine bırakarak, çatışmalar karşısında neredeyse seyirci kalmıştır. Esasında iktidar seçkinlerinin istediği de bundan başka bir şey değildir. İyi kötü yüz yıllık cumhuriyet tarihine rağmen, günümüzdeki bakış açısı da değişmiş değildir.
Çıra Yayınları 1.baskı
Reklam
44 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.