Osmanlı İdare ve Ekonomi Tarihi

Halil İnalcık

Osmanlı İdare ve Ekonomi Tarihi Quotes

You can find Osmanlı İdare ve Ekonomi Tarihi quotes, Osmanlı İdare ve Ekonomi Tarihi book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Klasik anlamda Osmanlı padişahı tipi, devlet içinde mutlak örfi hakimiyet yetkisiyle Fatih Sultan Mehmed'in şahsında ortaya çıkmış, kudretini Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Suleyman zamanında kazanmıştır. Fatih kendini, Rumeli ve Anadolu'nun hakimi ve İstanbul'un sahibi sıfatı ile Roma kayserlerinin varisi ve her seyden önce İslam'ın en büyük cihad mümessili saymaktaydı. 1509'da Portekizliler, Hint Okyanusu'nda Memlükler'in donanmasını yok ederek Kızıldeniz'e girmek, Hz. Peygamber'in mezarına saldırmak tehdidinde bulundukları zaman, butun İslam aleminin gözü gazânın önderi olan Osmanlı padişahına çevrildi Memlükler'e yardım için Mısır'a Osmanlı gemicileri gönderildi. Bu suretle Memlükler de Osmanlıların gaza yolu ile İslam aleminde üstünlüğünü tanımış oluyordu. Yavuz Sultan Selim, 24 Agustos 1516'da Mercidabik zaferinden hemen sonra Halep'e "hadimu'l-Haremeyni's-serileyn" unvanını kullandı Kahire'ye giderek Abbâsî Halifesi Mütevekkil-Alellah'ı İstanbul'a gönderdi. Mekke şerili Eba Nümey kendisine bağlılığını bildirdi.
Merkezileşmiş ve mutlakiyetçi imparatorluk sisteminin destekleyicisi olarak Fatih Sultan Mehmet kanun ve örf ilkelerini kuvvetlendirmiş ve seküler kanunun bağımsızlığını desteklemiştir... Yavuz Sultan Selim dini otoritelerin devlet işlerine müdahalesini kabul etmemiştir.
Sayfa 23 - İsam
Reklam
Sasani İmparatorluğu'nda her ayın ilk haftasında halktan herhangi bir kimse, hükümdarın maiyetinde toplanan yüksek divana çıkmak ve şikayetini doğrudan ona iletmek hakkına sahipti. İslam devletlerinde hükümdarın bizzat başkanlık ettiği ve halkın şikayetini dinleyip hüküm verdiği Darüladl, Divan-ı A'la veya Divan-ı Mezalim de bu geleneğin bir nevi devamı idi. Bu toplantılarda gerek idareye, gerekse devlet sorumlularına karşı her türlü şikayet yapılabilirdi... Büyük Selçuklu hükümdarları haftada iki gün halkın şikayetlerini(mezalim) dinlerlerdi. Anadolu Selçukluları'nda ise hükümdar, eski Sasani hükümdarları gibi yılda bir defa mahkemeye gider, kadı karşısında ayakta durur ve davacı varsa kadı tarafından verilen hüküm yerine getirilirdi... İlk Osmanlı padişahlarından Orhan ve II. Murad, sabahları saray kapısı önünde yüksek bir yere çıkarak doğrudan halkın şikayetlerini dinlerlerdi. Osmanlılar'da Divan-ı Hümayun'un ilk ve asli görevi de şikayetleri dinleyip halletmekti.
Sayfa 14 - İsam
Batılı seyyahlar, XIII. yüzyılda Türkler'in idaresindeki Anadolu'ya Turquemenie (Turquie) ve Bizans İmparatorluğu'na tabi yerlere Romanie (Romania) diyorlardı.
Geleneksel uygulamaya(kanun-i kadime) müracaat etme Osmanlı kanunlarının genel özelliğidir. Kanun-i kadim kavramı daha çok eski örfi hukuk uygulamalarına işaret eder. Geleneksel olarak uygulanan ve geçerliliği sürekli olan kurallar, " Kanun-i kadim oldur ki, evvelin kimse bilmeye" ifadesiyle tarif edilir.
Sayfa 26 - İsam
Avrupa hukuk terminolojisindeki anlamıyla resmi kanun kavramı Osmanlı Devleti'ne XIX. yüzyılda girmiştir. Bu yüzyılda kanunnamelerin, nizamnamelerin, hatta Mecelle'nin kanunlaştırılmasında ve yürürlüğe girmesinde Avrupa hukuk kavramları hakim olmuştur. III. Selim dönemindeki askeri kanunlarda daha açık bir şekilde kendisini hissettirmiştir. Bunların bazıları (mesela Ticaret Kanunu) Avrupa kanunlarının doğrudan tercümeleridir.