Osmanlı mutfağının en görkemli olduğu bir dönemde, 1717’de Lady Mary, Sultan’ın kızlarıyla yediği öğle yemeği için,“Kendimi cennette hissettim. Gördüklerim beni büyüledi” demiştir.
Tuğrul Şavkay Osmanlı Mutfağı isimli eşsiz eserinde şu saptamayı yapar: “Osmanlı mutfağı diye bir deyim kullanıyorsak bunun anlamı, ancak başkent İstanbul’da en seçkin biçimini alan, imparatorluğunun bütün halklarının mutfak geleneklerine açık, buna karşılık Türk kültürünün ağır bastığı, aynı zamanda tarihten gelen köklü mirası da barındıran bir Ortadoğu mutfağı uygulamasından başka bir şey olamaz.”
Bu kitap uygulamalı bir Osmanlı yemekleri kitabı olmasının yanı sıra bu yemeklerin öğrencilerden ev kadınlarına, aşçılardan akademik çevrelere kadar ilgili tüm kesimlere ulaştırılması ve mutfak kültürümüzün yaşatılması için yürütülen projenin kısa bir öyküsüdür aynı zamanda. Kitap, Osmanlı mutfağının günümüzün modern mutfağına taşınması kolay ve uygulanabilir 150 lezzetli yemek tarifini içermektedir. Yunus Emre Akkor bu amaç doğrultusunda televizyon programlarına katılmış ve yemeklerin hazırlanışlarını izleyicilere uygulamalı olarak göstermiş, ayrıca çeşitli gazete ve dergilerde yemek tarifleri ve röportajları yayımlanmıştır.
