Öteki Amerika 1

10ay

"Bütün yasalar çalışan insanlara karşıdır ... Okullar bile sadece zenginlerin evlatlarını gerekli niteliklerle donatarak sınıfsal egemenliklerinin devam etmesine hizmet ediyor. Yoksulların çocukları biçimsel bir eğitimi güç bela alabiliyor ve bu durumda da amaç çeşitli önyargıların, haksızlıkların ve boyun eğmenin benimsetilmesi amaçlanıyor. Kilise, dünyadaki cenneti bir kenara bırakıp, hayali bir cennet vaat ederek kitleleri tümüyle aptallaştırmaya uğraşıyor. Kapitalist basın kamu yaşamında ortaya çıkan niyet karmaşalarını dikkate alıyor ... Bu koşullarda işçiler mevcut sisteme karşı mücadelelerinde herhangi bir kapitalist partiden destek bekleyemezler. Kendi kurtuluşianna yine kendi güçleriyle ulaşabilirler. Tarihin hiçbir döneminde iktidardaki bir sınıf bu pozisyondan kendi isteğiyle ayrılmamıştır, dolayısıyla zorla böyle davranması sağlanmadıktan sonra kapitalist sınıf da bunu yapmayacaktır ... "

Emre

10ay

Sistem periyodik krizlerden oluşuyordu; 1 837, 1 857, 1873 ve daha sonra 1893, 1907, 1919, 1 929. Bu krizler küçük işyerlerini ortadan kaldırırken emekçilere soğuk, açlık ve ölüm getiriyor, Astor, Vanderbilt, Rockefeller, Morgan gibileri ise savaş ve barış, kriz ve canlanma, ne olursa olsun, büyümeye devam ediyordu. Örneğin 1 873 krizi sırasında Carnegie çelik pazarını ele geçirirken, Rockefeller da petroldeki rakiplerini temizliyordu.

Reklam

Emre

"Lincoln bizi serbest bıraktığı için övgü aldı ama gerçekten bunu hak etti mi? Kendi ayaklarımız üzerinde durma olanağı tanımadan bize özgürlük verdi ve biz hala iş, yiyecek, giyecek için Güneyli beyaz adama muhtacız; ihtiyaçlarımızı sağlamaktan uzağız, farklı bir tür kölelik koşullarında yaşıyoruz."

Emre

Bağımsızlık Savaşı sırasında önde gelen Kızılderili kabilelerinin hemen tümü İngilizlerin yanında savaştı. İngilizler barış imzalayıp evlerine gitti oysa Kızılderililer zaten evlerindeydiler ve sınır boylarında Amerikalılarla savaşmaya devam ettiler.

Emre

ABD kurucu anayasaı

Herkesin sözleşmesinin korunması ilk anda adil ve eşit bir uygulama gibi görünüyor ama zengin ve yoksul, işçi ve işveren, toprak sahibi ve kiracı, borçlu ve alacaklı arasında yapılan sözleşmeler genellikle bu ikililerden daha güçlü olanları koruyordu. Dolayısıyla aslında bu sözleşmeleri korumak demek hükümetin büyük gücünü, yasalarını, mahkemelerini, şeriflerini, polislerini ayrıcalıklı olan tarafın hizmetine koşmak demekti. Ve modem zamanlarda olduğu gibi, bunu zayıflar üzerinde açık baskıya başvurarak değil yasalar aracılığıyla yapmaktı.

Emre

anayasa yapıcılarının çoğunluğunun güçlü bir federal hükümet kurulmasında doğrudan ekonomik çıkarlarının olduğunu ortaya koyuyordu; sanayiciler gümrük koruması, faizciler borçların kağıt para ile ödenmemesi, Kızılderiliterin topraklarını işgal etmiş olan spekülatörler devlet koruması, köle sahipleri ayaklanmalara ve firarlara karşı federal güvenlik, bono sahipleri de borçlarının rahatça ödenebilmesi için ulusal çapta vergi toplanmasını istiyordu.