Kimse annesinin karnından ırkçı doğmaz, doğuştan gelen bir yatkınlık yüzünden cinsiyetçi olmaz. İnsan Ötekileştirmeyi görerek öğrenir, ona öyle öğütlendiği, öyle talimat verildiği için değil.
Yabancı olanın hâlinden anlamak tehlikelidir çünkü yabancıya dönüşme ihtimalini içinde taşır. Kişinin ırkı vasıtasıyla elde ettiği statüyü kaybetmesi demek kabul görmüş ve değer atfedilmiş farklılığını kaybetmesi demektir.
Bir insan nasıl olur da ırkla uzaktan yakından ilgisi olmayan o ana rahminden çıkıp ırkçılığın kucağında bulur kendini?
Nasıl olur da, beğensin ya da beğenmesin, ırkın belirleyici olduğu bir varoluşun parçası haline gelir?
Hangi romana bakarsanız hangi hikayeyi okursanız hem suçsuz günahsızdır hem de yozlaşmıştır; hem saldırgandır hem de kötülük nedir bilmez; hem akıl yoksunudur hem de hikmet sahibidir Afrika.
Çaresizce ışığa muhtaç bir karanlık kıtaydı Afrika. Hıristiyanlığın, medeniyetin, gelişimin ışığına muhtaç bir karanlık kıtaydı Afrika.
Salt iyi kalplilikten doğan hayırseverliğin ışığına muhtaçtı.