Merhaba. 27 Mart'ta okuduğum Otranto Şatosu'nun incelemesini zamanında paylaşamamışım. Yeni fark ediyorum:) Okuduğum tüm kitapların incelemesini yapmışken bunu da geç de olsa 1000k da da incelemesi olmalı diye önceden yazmam gerekeni şimdi paylaşıyorum ;)
Gotik romanı ilk yazan Horace Walpole, akıcı bir üslup ve karanlık bir ortam
Otranto Şatosu Horace Walpole tarafından 1764 yılında yayımlandı. Kitap, gotiğin edebiyata ilk yansıması olarak bilinir. Gotik kültürüne bir çok açıdan dahil olmuş biri olarak bu edebiyatın ilk örneğini kesinlikle okumam gerektiğini düşündüm. Tabii ki bir ilk olması ve oldukça eski olmasını göz önünde bulundurarak beklentilerimi yüksek tutmadım.
Maalesef bu kitap hayatımda okuduğum en kötü kitaplardan biri olabilir.
Kitap benim üzerimde kesinlikle diğer gotik edebiyat klasiklerinin bıraktığı etkiyi bırakamadı. Gotik-korku romanından çok komedya okuduğum hissine kapıldım. Kimin kiminle evleneceği, kimin kimi arzuladığı, köylü gibi görünen oğlanın aslında yasal varis, yetenekli ve korkusuz bir savaşçı, imam efendinin oğlu ve de yüce alfonso nun soyundan biri olduğu nun etrafında dönüp duran bir kitap.
Okuyup okumayacağınız size kalmış. Benim bu kitabı okumam sonucunda elde ettiğim şey onun ne kadar kötü olduğu hakkında fikir sahibi olmuş olmam.
Otranto ŞatosuHorace Walpole · Cem Yayınevi · 20201,732 okunma
“Tanrı hiçbir şeyi boşuna yapmaz. Ölümlüler onun göksel buyruklarını alçakgönüllülük ve boyun eğişle karşılamalıdırlar. Bize düşen, onun gazabına karşı koymak ya da emirlerine boyun eğmektir.
Theodore’la Isabella’yı birlikte görünce Matilda’nın yüzü kızardı; ama bu durumu Isabella’yı kucaklayarak ve babasının başına gelen şanssızlık nedeniyle onu avutarak gizlemeye çalıştı. Kısa süre sonra cerrahlar, Hippolita’ya Marki’nin yaralarının hiçbirinin tehlikeli olmadığını ve kızıyla Prensesleri görmeyi arzuladığını haber vermeye geldiler. Theodore dövüşün Frederic için ölümcül olduğuna ilişkin kaygılarından kurtulmasının sevincini dile getirme bahanesiyle Matilda’nın peşinden gitme dürtüsüne karşı koyamadı. Matilda’nın gözleri, Theodore’unkilerle buluşunca öyle sık yere dönüyordu ki, Theodore’un dikkatle Matilda’ya baktığını gören Isabella, çok geçmeden Theodore’un mağarada sözünü ettiği ilgi odağının Matilda olduğunu sezdi